|
Yemek Âdâbı |
Yanıt Yaz |
Yazar | ||||||||||||||||
zczamaneyolcusu
Kalfa K.Tarihi: 29 Nisan 2010 Durumu: Aktif Değil Gönderilenler: 706
|
Mesaj Seçenekleri
Yanıt Yaz
Alıntı zczamaneyolcusu
Bu mesaj kurallara aykırıysa buradan yöneticileri bilgilendirebilirsiniz.
Gönderim Zamanı: 29 Haziran 2010 Saat 23:34 |
|||||||||||||||
Yemek Âdâbı (İhya kitabından alıntı)Yemeğin âdâbına gelince, bu âdâbın bir kısmı misafirliğe yemeğe gitmekle, bir kısmı da misafire (yemek) ikram etmekle ilgilidir. Yemek Davetine Katılmanın Âdâbı Nitekim Allah Teâlâ şöyle demiştir: Nitekim Hz. Peygamber şöyle demiştir: Fakat aç olduğu zaman, kendisine yedirmek için dostlarından birisinin yemek vaktini beklemeksizin evine giderse, bu takdirde yemesinde bir sakınca yoktur. Çünkü Hz. Peygamber (s.a), Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'le beraber Ebu'l-Heysem ve Ebu Eyyûb el-Ensarî'nin evlerine yemek için teklif olmaksızın yemek yemeye gitmişlerdir.39 Böyle bir durumda müslüman kardeşinin evine gitmek, ona yedirme sevabını kazandırmaya yardım etmektir. Bu âdet, selef-i salihînin âdeti idi. Avn b. Abdullah el-Mes'udî'nin üçyüz altmış arkadaşı vardı. Senenin her gününde bir dostunun evinde yemeğini yiyerek o seneyi geçirirdi. Başka birisinin de otuz dostu vardı. Bir ayda herbirine bir gün gitmek suretiyle dolaşırdı. Başka birisinin de yedi dostu vardı. Haftanın her gününde birisinin evinde olurdu. Onların dostları çalışmalarında kendilerine yardım ederlerdi. Dostlarının bu zâhid ve âbid kimselere yedirdikleri kendileri için ibadet sayılır. Eğer kişi eve girip ve sâhibini içerde bu-lamazsa, ev sahibinin dostluğuna güveniyorsa, izin almaksızın dostunun yemeğini yiyebilir. Zira izinden gaye; yemek sahibinin razı olmasıdır. Hele yemeklerde... Çünkü yemekler hususunda daha da genişlik vardır. Çok kişi var ki, açıkça izin verir ve izin verdiğine dair yemin eder. Oysa buna rağmen karşısındakinin yemesine razı değildir. Bu bakımdan böyle bir kimsenin yemeğini yemek mekruhtur. Hazır bulunmayan çok kimseler de vardır ki, izin vermediği halde onun yemeğini yemek güzeldir. Hz. Peygamber (s.a), Berire'nin (Hz. Âişe'nin azâdlı câriyesi) evine girdi. Kendisi hazır olmadığı halde sadakadan olan yemeğini yedi. Rasûlullah yemeği yedikten sonra 'İşte sadaka tam yerini buldu'40 buyurdu. Muhammed b. Vâsık ve arkadaşları Hasan Basrî'nin evine girerler, izin almaksızın gördüklerini yerlerdi. Hasan da eve gelir, onların böyle yaptıklarını görünce sevinir ve 'Biz de böyle yapardık' derdi.. Bir topluluk Süfyan es-Sevrî'nin evine gitti. Süfyan'ı evde bulamadılar. Kapıyı açıp, sofrasını indirip yemeye başladılar. O esnada Süfyan içeri girdi ve 'Siz bana selef-i sâlihînin ahlâkını hatırlattınız. İşte onlar böyle yaparlardı' dedi. Bir topluluk, tâbiînden birini ziyaret etti. Ziyaret edilen zâtın yanında onlara ikram edecek bir şey yoktu. Bunun üzerine ziyaret edilen, dostlarından birinin evine gitti. Fakat onu evde bulamadı, onun pişirdiği çömleğine baktı. Bir de ne görsün yemek pişmiş ve ekmek de hazırdır ve diğer gereken şeyler de mevcuttur. Hepsini aldı, ziyaretçilere takdim etti ve 'Yeyiniz!' dedi. Evin sahibi geldi. Evde hiçbir şey görmeyince, kendisine 'Filân zat geldi, hepsini toparlayıp götürdü' denildiğinde, 'Çok güzel etmiş' dedi. Daha sonra 38) Beyhakî, (Hz. Âişe'den bir benzerini) |
||||||||||||||||
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |
|