|
Levh-i Mahfuz Hakkında -1 |
Yanıt Yaz |
Yazar | ||||||||||||||||
NaCl
Hizmetkar K.Tarihi: 28 Nisan 2010 Durumu: Aktif Değil Gönderilenler: 44
|
Mesaj Seçenekleri
Alıntı Cevapla
Konu: Levh-i Mahfuz Hakkında -1 Gönderim Zamanı: 02 Mayıs 2010 Saat 19:09 |
|||||||||||||||
"Allah Teâlâ'nın âlemin
yaratılışının başlangıcından sonuna kadar takdir ettiği her şey yazılmıştır ve
Allah Teâlâ tarafından yaratılmış bir defterde tesbit edilmiştir ve o deftere
Kur'an'da vârid olduğu gibi bazen levh-i mahfuz, bazen açıklayıcı kitâb
(Kitab'ul-Mübîn), bazen de açıklayıcı imam (İmam'ul-Mübîn) denilmektedir.
Bu bakımdan âlemde cereyan
etmiş ve edecek herşey, o levh'de yazılmıştır. Şu gözle görülmeyen bir bakış o
levhin üzerine nakşedilmiştir. Sakın o levh'in ağaçtan veya demirden veya
kemikten olduğunu zannetme! O kitabın kağıttan veya deriden olduğunu da sanma!
Şunu kesinlikle bil ki Allah Teâlâ'nın levhi, halkın levhine, Allah Teâlâ'nın
kitabı da halkın kitabına benzemez. Nitekim Allah Teâlâ'nın zat ve sıfatlarının
halkın zat ve sıfatlarına benzemediği gibi! Eğer onu, aklına yaklaştırıcı bir
misal istersen bil ki takdirlerin levhe tespiti, Kur'an'ın kelime ve
harflerinin, hafızın dimağında ve kalbindeki tespitine benzer. Çünkü Kur'ân orada
yazılıdır. Öyle ki hafız, Kur'an'ı okuduğu zaman sanki Kur'an'a bakıp da okur.
Oysa hafızın dimağını parça parça kontrol etsen, orada Kur'ân harflerinden bir
harf dahi göremezsin. Orada ne görünen bir hat, ne de müşahede edilen bir harf
vardır. İşte bu misalle, Allah Teâlâ'nın takdir ettiği her şeyi Levh'de
nakşetmesinin mânâsını anlayabilirsin. Misalde levh, içinde suretler beliren
bir ayna gibidir. Eğer aynanın karşısına başka bir ayna konsa, aralarına perde
gerilmezse o aynanın sureti diğer aynada da görünür. Bu bakımdan kalp, ilmin
resimlerini kabul eden bir aynadır. Levh, ilim resimlerinin aynasıdır. O
resimlerin hepsi onda mevcuttur. Kalbin şehvetleri ve hassaların istekleriyle
meşgul olması, kalp ile melekût âleminden olan levhin mütalaa edilmesi arasına
gerilen bir perdedir. Eğer o perdeyi sallayıp kaldıran bir rüzgâr eserse,
kalbin aynasında, çakan şimşek gibi melekût âleminden bir şey parlar. Bu
parlayan bazen kalıp devam eder. Bazen de devam etmez. Devam etmemesi, daha
fazla olur. Çünkü kişi uyanık oldukça
duyular vasıtasıyla milik ve şehadet aleminden kendisine görünen şeylerle
meşguldür. Bu meşguliyet ise, melekût âleminin önüne gerilen perdedir. Uykunun
mânâsı; hassaların sükûnete kavuşması ve mülk âleminden herhangi bir şeyi kalbe
getirmemesi demektir, Bu bakımdan kalp bundan ve hayalden kurtulduğunda,
cevheri de saf olduğunda, onunla Levh-i Mahfuz arasındaki perde kalkar. Böylece
kalbe; Levh-i Mahfuz'da olan şeylerden bazıları girer. Tıpkı aralarındaki perde
kalktığında bir aynadan diğer aynaya suretin geçtiği gibi!" |
||||||||||||||||
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |
|