|
Fakirliğin Hakîkati |
Yanıt Yaz |
Yazar | ||||||||||||||||
zczamaneyolcusu
Kalfa K.Tarihi: 29 Nisan 2010 Durumu: Aktif Değil Gönderilenler: 706
|
Mesaj Seçenekleri
Yanıt Yaz
Alıntı zczamaneyolcusu
Bu mesaj kurallara aykırıysa buradan yöneticileri bilgilendirebilirsiniz.
Gönderim Zamanı: 04 Şubat 2011 Saat 22:07 |
|||||||||||||||
Fakirliğin Hakîkati, Fakir'in Çeşitli Halleri ve İsimleri (İhya kitabından alıntı)Fakirin, bâtınında, zâhirinde, ihtilât ve fiillerinde uyması ge-reken birtakım edepleri vardır. Onları gözetmesi gerekir. Bâtın edeplerine gelince, kalbinde Allah Teâlâ'nın kendisine bir deneme olarak vermiş olduğu fakirliği hor görmemesidir; yani Allah'ın fiilini, Allah'ın fiili olmak hasebiyle her ne kadar fakirliği hor görse de hor görmemesidir. Tıpkı kan aldıran bir kimse gibi... Kan aldırmaktan ötürü eziyet çektiğinden onu hor görür. Fakat kan alıcıya ve kan alma aletine hor bakmaz. Aksine kan alıcıya karşı minnet duyar. İşte derecelerinin en azı budur ve böyle yapmak farzdır. Bunun zıddı ise haram ve fakirlik sevabını yakıcıdır. Hz. Peygamber'in bu hadîs-i şerîfinin mânâsı şudur. Bu derecelerin daha yücesi, fakirliği de hor görmeyip, aksine fakirliğe razı olmasıdır. Fakirliği talep etmek, zenginliğin tehlikelerini bildiğinden dolayı, fakirliğe sevinmek, bâtınında Allah'a tevekkül edip zaruret miktarını kendisine vereceğine güvenmek ve ihtiyaç miktarından fazlasını hor görmek daha yüce bir derecedir. Hz. Ali şöyle demiştir: 'Muhakkak ki Allah Teâlâ'nın, fakirlik-ten ötürü birtakım azapları ve yine fakirlikten ötürü birtakım sevapları vardır'. Bu bakımdan fakirlik, sevabı kazandırdığı zaman onun alâmetlerinden biri, onunla ahlâkını güzelleştirmek, rabbine itaat etmek, halinden şikayet etmemek ve kulluğundan dolayı teşekkür etmektir. Cezayı gerektirmesinin alâmetlerinden biri fakirlikte ahlâkını kötüleştirmek, ibadetini bırakmak sûretiyle rabbinden şikayet etmek, kaza ve kaderine küsmektir! Bu her fakirin durumunun övülmediğine delâlet eder. Allah'ın kaderine kızmayıp, razı olan veya fakirliğe sevinen ve meyvesinin ne olduğunu bildiğinden dolayı razı olan fakir övülür; zirâ şöyle denilmiştir: Herhangi bir kula dünyadan birşey verildiği takdirde ona 'Bunu üç şey üzerine al' denir: Allah Teâlâ çoluk çocuk babası olduğu halde iffetli olan fakiri ve mü'min kulunu sever.48 Süfyan es-Sevrî şöyle demiştir: 'Amellerin en faziletlisi, meşakkat anında tahammül göstermektir'. Bir başka zat da şöyle demiştir: 'Fakirliği örtmek, sevabın hazinelerindendir!' Amellerdeki edebi, hiçbir zengine zenginliğinden dolayı tevazu göstermemesidir. Aksine zengine karşı gururlanmalıdır. Hz. Ali şöyle demiştir: 'Allah'ın sevabına rağbet etmek bakımından zenginin fakire tevazuu ne güzeldir!' Süfyan es-Sevrî şöyle demiştir: Fakiri, zenginlerle oturup kalktığı zaman görürsen onun riyakâr olduğunu bil! Sultanla otu-rup-kalktığı zaman görürsen hırsız olduğunu bil!' Zeyd b. Eslem'den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: Hiçbir malı istif etmemesi uygundur. İhtiyaç miktarını alıp gerisini çıkarıp vermelidir. Malı istif etmekte üç derece vardır: ikincisi: Kırk gün için azık edinmelidir; zira kırk günden fazla olanı uzun emel beslemeye dahildir. Kırk günlük müddeti ise, âlimler Hz. Musa'ya (a.s) tayin edilen miaddan anlamışlardır. Bu bakımdan o miaddan kırk gün yaşamayı ümit etmenin ruhsatlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu derece, muttakîlerin derecesidir. Üçüncüsü: Bir sene için istif etmesidir. Bu ise, ruhsatta mertebelerin en uzağıdır ve salihlerin mertebesidir. Kim azık edinmekte bu son mertebeyi geçerse o, halk tabakasının bilgisizlik ve sarhoşluğuna girer. Tamamen hususîliğin hudutları dışına çıkar! Bu bakımdan zayıf olan bir salihin zen-ginliği, kalbinin bir senelik azığı bulunması sebebiyle itminana kavuşmasıdır. Havass'tan olan bir kimsenin zenginliği, kırk günlük bir azıktadır. Havass'ül-Havass'ın zenginliği, birgün bir gecelik azıktadır. Hz. Peygamber (s.a) bu kısımların benzeri üzerinde kadınlarına taksimat yapmıştır. Mal olduğu zaman bazılarına bir senelik azık verir, bazılarına kırk günlük, bazılarına da bir gün ve bir gecelik... Bir gün ve bir gecelik verilenlerden biri de Hz. Âişe ile Hz. Hafsa'dır. 48) İbn Mâce, Taberânî, İbn Adîy ve Beyhakî |
||||||||||||||||
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |
|