Gazali Net Ana Sayfa
Anasayfa Anasayfa > Gazali Hakkında Söylenenler > Gazali'yi Savunanlar
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  Forum Yardım Forum Yardım  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

"Imama Gazaliye haksizlik edildi"

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj / Okunmamış Mesajları Gör
Abidin Açılır Kutu Gör
Çırak
Çırak
Simge

K.Tarihi: 28 Aralık 2010
Durumu: Aktif Değil
Gönderilenler: 19
Aktiflik
Seviye
Deneyim
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Alıntı Abidin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: "Imama Gazaliye haksizlik edildi"
    Gönderim Zamanı: 23 Şubat 2011 Saat 14:32

http://www.timeturk.com/tr/2011/02/22/gazali-haksizliga-ugradi.html

Gazali haksızlığa uğradı


Aklın ve kalbin büyük düşünürü İmam Gazali Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen ‘Karanlıktan Aydınlığa Doğru Yürümek” adlı programda konuşuldu. Sosyolog Yusuf Özkan Özburun, Gazali’nin İslam dünyasının çöküşüyle suçlanmasının haksızlık olduğunu belirtti.

Aklın ve kalbin büyük düşünürü İmam Gazali Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen ‘Karanlıktan Aydınlığa Doğru Yürümek” adlı programda konuşuldu.


“Arapçaya Karşı Türkiye’de Korku Var”


Sosyolog Yusuf Özkan Özburun’un İmam Gazali’nin Tevhid Risalesi’nden örnekler vererek sunduğu programda, ünlü alimin yeteri kadar bilinmediğini bunun nedenleri arasında Türkiye kültüründe Arapçaya karşı yerleşen korkunun varlığına vurgu yaptı.

Özburun: “İngilizce konuşulduğu zaman yada batıdaki bir entelektüelden bahsedilince insanlar çok ilgi gösterirken, Arapça yada doğu ile ilgili bir konuşmada insanların yaklaşımı çok daha farklı oluyor” dedi.

“Gazali Haksızlığa Uğradı”

Ardında sayısız eser bırakan Gazali’nin inzivaya çekildiği on bir yılın onun alim konumuna gelmesinde çok büyük payı olduğunu söyleyen Özburun, Gazali’nin İslam dünyasının çöküşüyle suçlanmasının haksızlık olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Gazali’nin dünyevi ilimleri ve dini ilimleri ayırarak, matematik, coğrafya ve astronomi gibi birçok dünyevi ilimin gelişmesinin önüne set çektiği ve bunun sonucu olarak da İslam dünyasının çöktüğü söylemleri bu büyük alime haksızlıktır. Gazali’nin bu iki ilmi meseleyi daha iyi anlamak için yaptığı ayrım mutlaklaştırılıyor ve izafi olan da kesinleştiriliyor. Bu durumun ortaya çıkmasında da müsteşriklerin –doğu bilimci- çok büyük payı vardır.”
"Mümin eli ve dili ile kimseye zarar vermeyendir" Hadis (dinimizislam.com dan)
Yukarı Dön
admin Açılır Kutu Gör
Hürmetkar
Hürmetkar
Simge

K.Tarihi: 01 Ocak 2007
Durumu: Aktif Değil
Gönderilenler: 35
Aktiflik
Seviye
Deneyim
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Alıntı admin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 06 Mart 2011 Saat 22:39
Keşf-i Kadim Dücane Cündioğlu'nın eserinde Gazali'ye yapılan tüm eleştiriler dikkatle ele alınarak yerinde açıklamalar yapılarak okuyucu gayet net bilgi sunulmuştur. Yazar Gazali'nin şahsiyetine karşı girişilen bu iftiraların asıl nedenlerini göler önüne sermiştir. Meraklısına yazılmış olan bu eser gayet açıklayıcıdır. Okunmasını tavsiye ederim.
Saygılarımla
Söylediklerimiz ile gerçekten tanınmış olsaydık çoğumuz aziz olurdu.
Yukarı Dön
Abidin Açılır Kutu Gör
Çırak
Çırak
Simge

K.Tarihi: 28 Aralık 2010
Durumu: Aktif Değil
Gönderilenler: 19
Aktiflik
Seviye
Deneyim
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Alıntı Abidin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 01 Haziran 2014 Saat 19:58
Âlimlere iftira

Sual: Ateist bir öğretmen, (Bilimin ilerlemesine en büyük darbeyi Gazâlî vurmuştur. “Bilimle uğraşmak gereksizdir, sadece ibadetle meşgul olunmalı” diyerek ilim kitaplarını yaktırmıştır. Osmanlıyı da yıkan, bu Gazâlî felsefesi olmuştur) diyor. Bu, iftira değil midir?
CEVAP
Evet, bu iftirayı yapanın, Müslümanlıktan hiç haberi yokmuş. Bilim dediği fen ilimleri, İslamî ilimlerin bir koludur. Büyük bir İslam âlimi olan İmam-ı Gazâlî’nin, ilmi öven yazıları çoktur. Değil bir âlim, sıradan bir Müslüman bile, İslamî ilimlerin kolları olan fen ilimlerine yani Müslümanlığa karşı çıkmaz.

İmam-ı Gazâlî hazretleri buyuruyor ki:
Astronomi ve anatomi bilmeyen, Allahü teâlânın varlığını ve kudretini anlayamaz. Müslümanların bilmesi, öğrenmesi lazım olan bilgilereİslâmî ilimler denir. Bu bilgilerin bazısını öğrenmek farz, bir kısmı sünnet, bir kısmı da mubahtır. İslam bilgileri, iki büyük kısma ayrılır:
1- Naklî ilimler: Bunlara din bilgileri de denir. Tefsir, hadis, fıkıh ve tasavvuf gibi…

2- Aklî ilimler: Matematik, mantık, edebiyat, tıp, fizik ve kimya gibi tecrübî bilgilerdir. Bunlar, his organlarıyla duyularak, akılla incelenerek, tecrübe ve hesapla elde edilir. Bu bilgiler, din bilgilerinin anlaşılmasına ve onların uygulanmasına yardımcıdır.

Canlıları öğretene Ulum-i tıbbiyye = Tıp, cansızları öğretene Ulum-i hikemiyye = Hikmet, gökleri, yıldızları öğretene Ulum-i felekiyye = Astronomi, Arz bilgilerine Ulum-i tabiiyye = Tabiat bilgileri denir. Bunların hepsi İslamî ilimlerin birer koludur. (İhya)

Müslümanlar, birçok fen vasıtası yapıp kullanmışlardır. Pusula 1288’de keşfedildi. İğneli tüfek 1866’da, top ise 1361’de keşfedildi. Fatih Sultan Mehmed Han da kullandı. Dinimiz, İslamiyet’i bilmeyenlerin, ilim şekline soktukları, ders adını verdikleri ahlaksızlıkların, uydurma tarihlerin, İslamiyet’e yapılan iftiraların okutulmasına karşı çıkar, zararlı, kötü propagandalardan kaçınılmasını, faydalı, iyi bilgilerin öğrenilmesini emreder. Müslümanlar, fenni sever, fen adamının tecrübelerine inanır, fakat fen adamı sanılan fen yobazlarının iftiralarına, yalanlarına aldanmaz.

İmam-ı Gazâlî hazretleri, bilimin önemini bildirmek için, Kimya-i Saadet kitabında, tecrübeyi emreden hurma aşılamakla ilgili hadis-i şerifi bildiriyor:
Bir gün Eshab-ı kiram, (Yâ Resulallah, Yemen’de hurma ağaçları başka türlü aşılanıyor ve daha iyi hurma alıyorlar. Biz Medine’deki ağaçlarımızı babalarımızdan gördüğümüz gibi mi aşılayalım, yoksa Yemen’de gördüğümüz gibi aşılayıp da, daha iyi ve daha bol ürün mü elde edelim?) diye sorunca, Resulullah efendimiz, “sallallahü aleyhi ve sellem” bunlara, (Biraz bekleyin! Cebrail aleyhisselam gelince, ona sorar, anlar, size bildiririm) veya (Biraz düşüneyim. Allahü teâlâ, kalbime doğrusunu bildirir. Ben de, size söylerim) demedi. (Tecrübe edin! Bir kısım ağaçları, babalarınızın usulüyle, başka ağaçları da, Yemen’de öğrendiğiniz usulle aşılayın! Hangisi daha iyi hurma verirse, her zaman o usulle yapın!) buyurdu. Yani fennin [bilimin] esası olan tecrübeye güvenmeyi emretti. Kendisine melek bildirir veya mübarek kalbine elbette doğardı. Fakat dünyanın her tarafında, Kıyamete kadar gelecek Müslümanların, fenne sarılmaları için tecrübeyi emretti. İki hadis-i şerif:
(İlim Çin’de de, [çok uzakta ve kâfirde de] olsa, gidip alın!) [Deylemî, Taberanî, Beyhekî]

(Fen ve sanat müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa almalıdır.) [İbni Asakir]

İslamiyet, bütün fen kollarında, ilim ve ahlak üzerinde, her çeşit çalışmayı önemle emretmektedir. Bunlara çalışmak, farz-ı kifayedir. Hattâ bir İslam şehrinde, fennin yeni bulduğu bir alet, bir vasıta yapılmayıp, bu yüzden bir Müslüman zarar görürse, o şehrin idarecilerini, İslamiyet sorumlu tutmaktadır.

Savaş için gereken her çeşit bilgi ve aleti edinmeyi de emreden hadis-i şerifler çoktur.

Bütün Ehl-i sünnet âlimleri gibi, İmam-ı Gazâlî hazretleri de, bu bilgileri çok iyi bilen ve anlatan büyük bir zattır. Böyle büyük bir zata, bilime karşıydı diyerek iftira etmek çok çirkindir.

Kaynak : http://www.dinimizislam.com/detay.asp?aid=13810
"Mümin eli ve dili ile kimseye zarar vermeyendir" Hadis (dinimizislam.com dan)
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Powered by Web Wiz Forums Free Express Edition
Copyright ©2001-2009 Web Wiz
Türkçe Çeviri Hakan Tekgöz

Bu Sayfa 0,064 Saniyede Yüklendi.