Gazali Net Ana Sayfa
Anasayfa Anasayfa > Gazali'nin Eserleri > Tehâfet-ül-Felâsife
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  Forum Yardım Forum Yardım  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Filozofların Tutarsızlığı

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj / Okunmamış Mesajları Gör
fatma Açılır Kutu Gör
Kalfa
Kalfa
Simge

K.Tarihi: 28 Nisan 2010
Durumu: Aktif Değil
Gönderilenler: 230
Aktiflik
Seviye
Deneyim
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Alıntı fatma Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Filozofların Tutarsızlığı
    Gönderim Zamanı: 28 Nisan 2010 Saat 23:45
Batı dillerinde Algazel olarak tanımlanan Gazali’nin, “Filozofların Tutarsızlıkları”(Tehafütü’l- Felasif) adlı yapıtı, filozoflara yönelttiği eleştirileri konu almaktadır. Gazali, filozofların görüşlerine karşı çıkarken alternatif sunmaktan da geri kalmamıştır. Gazali’nin, filozofların görüşlerine alternatif olarak sunduğu görüşler, kendisinin en büyük savunucularından biri olduğu Eş’ari Kelamı’nın görüşleridir. Gazali, İbn Sina’nın Eş’ari Kelamı’na karşı ortaya attığı tezleri çürütmeye çalışmış, bunu yaparken; bir yandan Eş’ari Kelamı’nın ilkelerini kendine özgü bir üslupla yeniden yorumlamış, diğer yandan da, İbn Sina’nın ileri sürdüğü felsefi görüşlerin, Şeriat’ın ilkeleri ile taban taban zıt olduğunu ya da, en azından, Tanrısal bilginin bu tür yorumlarla elde edilemeyeceğini kanıtlamaya çalışmıştır.

Gazali eserinde, yalnızca mucize adı verilen alanlarda değil, hayatın her alanında aklın sınırlı olduğunu ileri süren, dolayısıyla; metafizik olgular kadar, gözlemlenen dünyadaki olayların ve olguların anlaşılmasında bile aklın sınırlı kaldığını ve vahye gereksinim duyulduğunu söyleyerek mucizeleri kanıtlamaya, inanç ilkelerini bu görüş üzerine temellendirmeye çalışmıştır. İbn Rüşd, “Tutarsızlığın Tutarsızlığı” (Tehafütü’t-Tehafüt) adlı yapıtında Gazali’nin tersine, “Tanrı’nın her şeyi belirli ve değişmeyen yasalara göre yaptığını/yarattığını ileri sürmüş, hiç bir şeyin akıl tarafından tam olarak anlaşılamayacağı kabul edilecek olursa ortada bilim diye bir şeyin kalmayacağını” belirtir. “Çünkü bilim, doğadaki kuralların önceden keşfedilmesi ve bu kesin kurallara dayanılması yoluyla var olur. Oysa Gazali’nin savunduğu gibi, eğer, asla değişmeyen kesin kurallar olmayacak ve mucize mantığı her alanda her zamanda savunulacak olursa bilime yer açılmayacak; hikmet ve bilginin değeri asla anlaşılamayacaktır.” fikrini öne sürer.

Gazali, ağır felsefe- ilahiyat konularının herkese açmayı savunmada kendine güvenmekte, ancak anlam düzeyinin farklı olacağını düşünmektedir. Ama kendince her konunun herkese açılamayacağını da belirtir.

Gazali’nin eserinde filozoflara yönelttiği eleştirileri şu konularda toparlayabiliriz;
1-Filozofların evrenin öncesizliği ile ilgili sunduğu kanıtlar,
2-Evrenin, zamanın ve hareketin sonsuzluğu,
3-Filozofların, yüce Tanrı’nın evrenin yaratıcısı ve düzenleyici, evrenin de onun bir etkisi ve yapıtı olmasıyla ilgili görüşleri ve yaratma ve düzenleme kavramlarını gerçek değil metaforik anlamda kullanmaları
4-Filozofların evrenin yaratıcısını kanıtlayamamaları,
5-Filozofların Tanrı’nın birliğini ve nedeni bulunmayan iki zorunlu varlığı düşünmenin olanaksızlığını kanıtlamakta yetersiz kalmaları,
6-İlk ilkeden niteliklerin olumsuzlanması,
7-Filozofların “ilk ilkenin başkaları ile bir cinste ortak olması ve onlardan bir ayrımla ayrılması olanaksızdır, çünkü akıl konusundaki cins ve ayırım bölümlemesi ona ilişmez” biçimindeki görüşlerinin geçersizliği,
8-Filozofların “ilk ilkenin varlığı tekil ve yekparedir (basittir), demek ki onun, mahiyeti ve var olma niteliğinin kendisine iliştirilebileceği bir gerçekliği yoktur. Tersine, zorunlu varlık olma niteliği onun mahiyeti gibidir.” Biçimindeki görüşlerinin geçersizliği,
9-İlk ilkenin cisim olmadığını kanıtlama konusunda filozofların yetersizliğinin ortaya konulması,
10- Filozofların, evrenin bir yaratıcısı ve nedeni bulunduğunu kanıtlama konusundaki yetersizliklerine ve “öncesiz zaman” görüşünün onları bağlayıcı olması,
11- “İlk ilke başkalarını bilir, cinsleri ve türleri de tümel olarak bilir” diyen filozofların yetersizliği,
12-Filozofların, ilk ilke’nin kendi özünü bildiğini kanıtlamada yetersiz kalmaları,
13-Filozofların, “Tanrı, şimdi, geçmiş ve gelecek diye bölünen zamanın tikellerini bilmez” biçimindeki görüşlerinin geçersizliği,
14-Göğün, döngüsel hareketleriyle yüce Tanrı’ya ibadet eden canlı bir varlık olduğunu kanıtlamada filozofların yetersizliğine,
15-Filozofların göğün hareketine yol açan amaç ile ilgili sözlerinin geçersizliği,
16-Filozofların, “göklerin ruhları ayaltı evrende bulunan tüm tikelleri bilir.” biçimindeki görüşlerinin geçersizliği,

Doğa ile ilgili tartışmalar
17-Nedenselliğe dair,
18-İnsan ruhunun kendiliğinden oluşan ruhani bir töz olduğunu kanıtlama konusunda filozofların yetersizliği,
19-Ruhların tamamen sona ermesinin olanaksızlığına dair,
20-Filozofların, cesetlerin tam bir tat alma duyusuna sahip olarak yeniden yaratılmasını yadsıdıkları tarzındaki görüş.

Gazali’nin, “Filozofların Tutarsızlıkları”(Tehafütü’l- Felasif) adlı yapıtını, Kurtubalı Hukukçu Filozof İbn Rüşd tarafından yöneltilen karşı eleştiri “Tutarsızlığın Tutarsızlığı” (Tehafütü’t-Tehafüt) adlı yapıtıyla çözümlemeler ve itirazlarda bulunmuştur. İbn Rüşd, söz konusu eserinde, Gazali’nin İbn Sina’dan aktardığı felsefi tezlere ustaca itirazlar yöneltmiş; yeri gelince de bir yargıç gibi davranarak kimi zaman Gazali’yi kimi zaman İbn Sina’yı, çoğu zaman da öteki filozofları haklı bulmaktadır.
Çok erken bir dönemde Calonyme ben David tarafından İbranice’ye çevrilen bu eser, daha sonra Latince’ye çevrilmiş ve Rönesans dönemi Avrupa’sının din anlayışını şekillendirilen kitaplardan biri olarak sadece Venedik’te 1497, 1527, 1529, 1542, 1555, 1560 ve 1573 yıllarında üst üste defalarca basılmıştır. Eser İngilizce, İspanyolca, Almanca ve Fransızca’ya da defalarca çevrilmiştir.

İbn Rüşd, “Tutarsızlığın Tutarsızlığı” (Tehafütü’t-Tehafüt) adlı yapıtının girişinde amacını şöyle belirtir; “Gazali’nin Tehafüt adlı eserinde ortaya koyduğu görüşlerin doğruluk ve inandırıcılık bakımından yetersiz olduğunu; ayrıca, büyük bir bölümünün de kanıtlayıcılık ve kesinlik bakımından tutarsız olduğunu açıklamaktır.”

http://www.insanokur.org/?p=133






Düzenleyen admin - 28 Nisan 2010 Saat 23:58
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Powered by Web Wiz Forums Free Express Edition
Copyright ©2001-2009 Web Wiz
Türkçe Çeviri Hakan Tekgöz

Bu Sayfa 0,063 Saniyede Yüklendi.