|
İlim Anlayışı |
Yanıt Yaz |
Yazar | ||||||||||||||||
fatma
Kalfa K.Tarihi: 28 Nisan 2010 Durumu: Aktif Değil Gönderilenler: 230
|
Mesaj Seçenekleri
Alıntı Cevapla
Konu: İlim Anlayışı Gönderim Zamanı: 28 Nisan 2010 Saat 23:53 |
|||||||||||||||
Gazali'nin İlim Anlayışı
Gazali Allah�a ibadet etmek yolu ile manevi mertebeye yükselmek isteyen bir kimseye en önemli iş olarak ilim öğrenmeyi tavsiye etmektedir. En önemli işlerin başına ilmi ikinci sıraya da ibadeti koymaktadır. İlmi bir ağaca, ibadeti de onun meyvesine benzeten Gazali, lezzet verenin ve yenilenin de meyve olduğunu vurgulayarak ibadetin ikinci sırada bırakılmasından ötürü oluşabilecek yanlış anlaşılmaları gidermek istemektedir. İlim ile ilgili olarak birçok eserinde farklı tanımlamalar yapan Gazali�nin bu tavrından dolayı ilimden ne anladığı hususunda çelişmeye gerek yoktur. Gazali�nin düşüncesinde ilim; Allah�a giden yolu ve bu yolun engellerini bilip ona göre davranmaktan ibarettir. Bu kavrayışta ilmin maksadının �ilm-i yâkin� olması gerektiğini söyler. Gazalinin nazarında ilim, içinde şüphe kalmayacak şekilde bilinen, kendisinde vehim ve şaşkınlık bulunmayan ve kalbin asla yanlıştır diye damgalamayacağı böylece inanmak zorunda kalacağı bir ilimdir. Nitekim Gazali; Cenab-ı Hakk�ın, Kur�an-ı Kerim�inde (Tâlak S. A.12) �Allah, yedi göğü ve yerden onların mislini yaratmış olandır. Emri ve hikmeti bütün bunların arasında durmadan iner. Allah�ın (bunları yaratması, onun) hakikaten her şey�e kadir olduğunu ilmiyle hakikaten her şey�i kaplamış bulunduğunu bilmemiz içindir� ayetinden hareketle yer ve göklerin ve içindekilerin hepsini yoktan var eden Cenab-ı Hakk�ın asıl dileğinin zâtının ve sıfatlarının bilinmesi gerektiğini belirtmektedir. İlmi de bu manada anlamaktadır. Bu bağlamda ilmin Şeriat�a dayanmadan gerçekleştirilenini sapıklık olarak nitelemektedir. Gazali bilgiyi ve ilmi aynı şekilde düşünmüş, ilimle iştigali bilgi elde etme, ilme sahip olmayı bilgiye sahip olma olarak ele almıştır. Onun bilgi anlayışı dikkatlice irdelenecek olursa bilgiyi ele alış tarzı ve elde etmede kullandığı yöntem, ilmin yöntemi olarak değerlendirilebilir. Bilgiyi ve bilimi insanı hedefe götüren, taşıyan birer vasıtalar olarak görmektedir. Dolayısıyla hacca giden bir kimsenin kullandığı aracın önemi haccın önemine nispetle ne ise, ilimlerin önemi de onlara neden vakıf olunmak istendiğine nispetle odur. Bu anlamda amacın unutulup araca önem verilmesi yanlış ve tehlikelidir. Kimileri bu duruma düşmüşlerdir. Böyle insanlara ilimler yarardan çok zarar getirir. Bu bağlamda felsefe ve kelam gibi teorik alanlarla ilgili araştırmaların yaygınlaşmaması için çaba harcadığı görülmektedir. Gazali yaşadığı dönem itibariyle ilme verilen anlamın Asr-ı Saadet dönemine göre değiştiğini de şu şekilde belirtmektedir: �İlim, aslında Allahu Teala'nın zatını ayetlerini ve yarattıklarına olan muamelesini bilmeğe denirdi. Hatta Hz. Ömer�in (r.a.) ölümünde İbn Mes�ud (r.a.) �İlmin onda dokuzu öldü� dediği vakit ilim kelemesi �El-ilmu� şeklinde L [Lâm] ile ma�rife olarak getirdi ve bu ilmi de Allahu Teala�yı bilmek ile açıkladı. Halbuki onlar bu kelimeyi de hususi manada kullanmakla değiştirdiler. Çok kere ilim kelimesini fıkıh ve diğer mes�elelerde karşılıklı münazara manasında kullandılar da, bu gibilere: Hakiki alim, fuhûl-i ulemâ [âlimlerin üstünü] dediler. Bu gibi mücadeleye giremeyenler ise gerçek bilginlerinden sayılmayıp alalade bilginler sınıfında kaldı. İşte bu da ilim kelimesinde değişiklik ve onu hususi manada kullanmaktır. Halbuki Kur�an ve hadislerde faziletlerinden bahsedilen bilgi ve bilginler Allahu Teala�nın zatını, ahkam, ef�âl ve sıfatlarını bildiren ilim ve alimlerdir. Şimdi şeri�at ilimlerini layikiyle kavramamış ancak mantık yoluyla mücâdeleye girip hasmını ilzâma kalkışan kimselere bu isim verildi. Tefsir, hadis ve mezhep ilimlerinde câhil olduğu halde, bu gibiler üstün bilgin mânâsında �alimlerin erkeği� diye sayıldı ve bu hâl pek çok ilim tâlibinin helakına sebep oldu.� Görülüyor ki Gazali ilimden anlaşılması gerekenin üzerinde önemle durmaktadır. Gazali alimlerin ilim ile meşgul olurken dikkat etmeleri gereken hususları şöyle sıralamaktadır: 1- Devrin ilimlerinin çoğu bu dünyaya aittir ve yalnız toplum hayatının düzenlenmesi gibi meselelerden oluşmaktadır. Sürekli böyle bir çalışma ahiret hayatının da olduğunu unutturacaktır. Buna dikkat edilmelidir. 2- Alimlerin çoğu yaptıkları işi toplumsal zorunluluk (farz-ı kifaye) olarak nitelemektedirler. Ancak ferdi zorunluluk (farz-ı ayin) gerçekleştirilmeden böylesi meşguliyetlere girişilmemelidir. 3- Birçok âlim kendi mesleki nitelikleriyle, bir servet, bir güç ve mevki kazanma arzusu içindedirler. Bu son derece tehlikeli bir durumdur. 4- Alimler idarecilerle hiçbir ilişki içinde olmamalıdırlar. Onlardan görev almamalı, kendilerinden resmi bir fetva verilmesi istendiğinde ihtiyatlı davranmalıdırlar. 5- Dini bilgi dallarının tahsil edilmesinde sanıldığının aksine toplumun düzenlenmesi açısından fayda vardır. Önemli olan insanın gerçek kaderinin öbür dünyada olduğunu unutmamak ve ilmin dallarıyla bu manada uğraşmak gerekmektedir. Gazali aynı zamanda ilim tahsil edenlerin emsallerinden üstün olmayı ve devletçe beğenilme arzusu içinde olmayı ilim tahsilinin büyük güçlükleri arasında sayar. http://www.tutunamayanlar.net/forum/fikir-adamlari/gazalinin-ilim-anlayisi-t96.0.html Düzenleyen fatma - 29 Nisan 2010 Saat 00:13 |
||||||||||||||||
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |
|