|
Sadakanın Gizli veya Açık Verilmesi |
Yanıt Yaz |
Yazar | ||||||||||||||||
zczamaneyolcusu
Kalfa K.Tarihi: 29 Nisan 2010 Durumu: Aktif Değil Gönderilenler: 706
|
Mesaj Seçenekleri
Yanıt Yaz
Alıntı zczamaneyolcusu
Bu mesaj kurallara aykırıysa buradan yöneticileri bilgilendirebilirsiniz.
Gönderim Zamanı: 05 Mayıs 2010 Saat 20:41 |
|||||||||||||||
Sadakanın Gizli veya Açık Verilmesi(İhya 'dan alıntı)İhlâs arayıcıları, bu hususta ayrı ayrı görüşlere sahiptir. Bir kısmı, sadakanın gizlenmesinin daha faziletli olduğu fikrine meyyâldir. Başka bir grup da açıkça verilmesine taraftardır. Biz bu görüşteki mânâ ve tehlikelere işaret ettikten sonra hakikatin perdesini kaldıracağız. Sadakayı Gizli Vermenin Beş Anlamı 2. Sadakayı gizli vermek, insanların kalp ve dilleri için, daha selâmetlidir, Zira insanlar çoğu zaman kıskanır veya 'Neden sadaka aldı?' diye adamın aleyhinde atıp tutarlar. Zengin olduğu halde sadaka aldığını sanırlar veya 'ihtiyacından fazla aldı' derler. Hased, suizân ve gıybet ise, büyük günâhlardandır. İnsanları bu Ebû Eyyub es-Sahtiyânî şöyle demiştir: 'Komşularımda bana karşı bir hased belirmesin diye, yeni elbise giymeyi terkettim'. Zâhidlerden biri şöyle demektedir: 'Sadece arkadaşlarımın gönlü için bazen mübah olan bir şeyi kullanmayı da terkediyorum. Çünkü onu kullandığım takdirde 'Bu sana nereden geldi?' diye sorup zihinlerinde bazı soru işaretleri oluşmaktadır'. İbrahim et-Teymî'nin sırtında arkadaşlarından bazıları yeni bir gömlek görürler ve kendisine sorarlar: 'Bunu nereden aldın?' İbrahim 'Kardeşim Hayseme bana verdi. Eğer ailesinin bunu bana vereceğini bildiklerini bilseydim, kabul etmezdim' diye cevap verir. 3. Sadaka ve zekâtını verene bu verdiklerinin gizlenmesi hususunda yardım etmelidir. Çünkü gizli yapılan bir yardım, açıkça verilenden daha faziletlidir. Faziletli bir işin tamamlanmasına yardım etmek de fazilettir. Hadiseyi kapatmak, ancak iki taraf için mümkündür. Çünkü bir taraf hâdiseyi açığa vurursa, verenin hareketi de açığa çıkmış olur. Adamın biri, bir sûfîye cemaatin içinde birşey uzatır. Sûfî kabul etmeyerek sadakayı geri çevirir. Adam 'Allah Teâlâ'nın sana verdiğini neden geri çeviriyorsun?' deyince sûfînin cevabı şu olur: 'Sen, sadece Allah'ın olan bir malda başkasını Allah'a ortak kılıp sadece Allah'ın bilmesiyle kanaat etmedin de ondan. Bu bakımdan ben Allah'ın bana gönderdiği iyiliği değil de, senin konuştuğun mânâyı geri çevirdim'. Ariflerden biri, açıkta kendisine verilen ve kabul etmediği birşeyi gizliden verdikleri takdirde kabul eder. Bunun üzerine kendisine neden böyle yaptığı sorulduğunda şöyle der: 'Sen açıkta verirken Allah'a isyan ettin. Ben de mâsiyet hususunda sana yardımcı olmak istemedim. Gizlemekle Allah'a itaat ettin. Allah'ın tâatinde sana yardımcı olmak istedim'. 4. Sadakayı açık vermekte, alan için zillet ve aşağılık duygusu vardır. Oysa müslüman hiçbir zaman, nefsini zelil edemez. (Allah'a karşı olan hâl müstesnâ) 5. Ortaklık şüphesinden kaçınmak için sadakanın gizli verilmesi daha yerindedir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a), bir hadîs-i şerifinde şöyle buyurmaktadır: Sadakanın gümüş veya altından olması, onu hediye olmaktan çıkarmaz. Çünkü Hz. Peygamber'in bu hükmünü doğrulayıcı diğer bir hadîsi daha vardır: Hz. Peygamber, bu hadîse göre gümüş parayı, tek başına hediye olarak kabul etmiştir. Bu bakımdan cemaat içerisinde cemaatin rızası olmaksızın bir kişiye verilen hediyeyi almakta kerahet vardır ve şüpheden uzak değildir. Tek başına olarak hediyeyi kabul ederse, böyle bir şüpheden kurtulmuş olur. Sadakayı Açıktan Vermenin Dört Anlamı 2. Sadakayı açık vermekte mertebenin düşmesi, kulluk ve meskenetin ilân edilmesi, kibirden sıyrılma ve zenginlik dâvasını gütmekten kaçınmak vardır. Aynı zamanda (alanın) nefsi, halkın gözünden iskât edilir ve düşer. Âriflerden biri, talebesine şöyle demiştir: 'Eğer sadakayı alanlardansan, her halükârda açıkta al! Zira sen, şu iki sınıftan birisiyle mutlaka karşılaşacaksın: 3. Ârif kişinin Allah'tan başka hedefi olmadığı için, sadakayı gizli veya açık kabul etmesi, kendisi için birdir. Bu bakımdan Tevhid bahsinde hallerin ayrılığı şirkin tâ kendisidir (gizlisi ayrı, açığı ayrı ise de şirk tehlikesi vardır). Bazı âlimler 'Gizlice sadakayı kabul edip, açıkça verildiği takdirde reddedenin duasına önem vermeyiz' demişlerdir. İnsanlara iltifat ister hâzır bulunsunlar, ister bulunmasınlar hâlin nok sanlığına delâlet eder. Bu bakımdan her halukârda kişinin dikkati, bir olan vahid-i mutlakla çevrilmelidir. Anlatıldığına göre şeyhlerden biri müridlerinden birine fazlasıyla meylederdi. Şeyhin bu durumu da diğer müridlere zor gelirdi. Müridlerin bu hâlini sezen şeyh, meylettiği şahsın faziletini onlara göstermek istedi. Bunun için her birisine bir tavuk teslim ederek dedi ki: 'Hepiniz ayrı ayrı yerlere gidin ve hiç kimsenin sizi görmediği bir yerde elinizdeki tavuğu kesip getirin'. Herkes tenha yerlere çekilerek elindeki tavuğu kesip getirdi. Ancak şeyhin sevgisini kazanan mürid, tavuğu diri olarak getirdi. Bunun üzerine şeyh, müridlerine şöyle sordu: 'Neden tavukları kestiniz?' Onlar 'Şeyhimizin emrini yerine getirmek için...' dediler. Tavuğu diri olarak getiren müridine sordu: 'Neden arkadaşların gibi, sen de tavuğu kesmedin?' Mürid de şöyle cevap verdi: 'Hiç kimsenin beni göremeyeceği bir yer bulamadım. Çünkü Allah Teâlâ, beni her yerde görür'. Bunun üzerine şeyh müridlerine döner ve şöyle der: 'İşte bu nedenle ona size nazaran daha fazla ihtimam gösteriyorum. Çünkü o, Allah'tan başkasına iltifat etmiyor'. 4. Sadakayı açık şekilde vermek ve almak şükür sünnetinin ikame edilmesine vesiledir. Rabbinin nimetini anlat! (Dûha/11) Nitekim Allah Teâlâ (c.c), kendisinin verdiğini inkâr edeni zemmederek onları cimrilerle beraber zikretmiştir: Onlar ki hem kıskanır, cimrilik ederler, hem herkese cimrilik tavsiye ederler ve hem de Allah'ın kendilerine fazlından verdiği şeyleri saklarlar. Biz de böyle nimetleri gizleyen nankörlere hor ve rüsvay edici bir azab hazırladık. (Nisâ/47) , Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur: Bir adamcağız, birşey getirip sâlihlerden bir zâta gizlice verir. O salih zât da, eline aldığını kaldırıp cemaate göstererek şöyle der: 'Şu bana verilen şey, dünyalıktır. Dünyalıkta ise, açıklık daha efdâldir. Gizlilik ancak âhiret ile ilgili emirlerde daha faziletlidir'. Bu sırra binaen bazıları da şöyle demişlerdir: 'Sana topluluk içerisinde sadaka verildiği zaman, riyakârlık olmasın diye kabul et. Sonra sadakaya tâlip değilsen, gizlice sahibine iade et!' Nitekim Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur: Teşekkür etmek, karşılık vermek yerine geçer. Nitekim Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur: Muhacirler Ensâr-ı Kirâm'a teşekkür hususunda Hz. Peygamber'e (s.a) gelip 'Ey Allah'ın Rasûlü! Biz kendilerine geldiğimiz zaman mallarını bizimle paylaşan, hatta bütün ecri elde edecekleri korkusuna bile bizi sevkeden bir topluluktan (Ensâr'dan) daha hayırlısını görmedik. (Acaba bu duruma ne ile karşılık verebiliriz?)' diye sordular. Hz. Peygamber de cevaben şöyle buyurdu: 56) Ukaylî, Duâfa; İbn Hibban, Duâfa. Taberânî ve Beyhakî, (İbn Abbas'dan) Düzenleyen zczamaneyolcusu - 05 Mayıs 2010 Saat 22:49 |
||||||||||||||||
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |
|