|
Nafile Sadakanın Beyan ve Fazileti |
Yanıt Yaz |
Yazar | ||||||||||||||||
zczamaneyolcusu
Kalfa K.Tarihi: 29 Nisan 2010 Durumu: Aktif Değil Gönderilenler: 706
|
Mesaj Seçenekleri
Yanıt Yaz
Alıntı zczamaneyolcusu
Bu mesaj kurallara aykırıysa buradan yöneticileri bilgilendirebilirsiniz.
Gönderim Zamanı: 05 Mayıs 2010 Saat 20:40 |
|||||||||||||||
Nafile Sadakanın Beyan ve Fazileti(İhya 'dan alıntı)Bir hurma ile de olsa sadaka veriniz. Çünkü sadaka olarak verilen o hurma, açın ihtiyacını giderir. Suyun ateşi söndürmesi gibi günahı da söndürür.38 Bir hurmanın yarısıyla olsa bile sadaka vererek ateşten korunun. Eğer yanınızda sadaka verecek birşey yoksa dilenciyi güzel bir sözle savuşturun.39 Müslüman bir kul, helâl olarak kazandığı maldan sadaka verirse ki Allah da ancak helâlden verileni kabul eder Allah Teâlâ o sadakayı sağ eliyle kabul eder ve herhangi birinizin deve yavrusunu büyüttüğü gibi onu büyütür. Öyle ki, sadaka olarak verdiğiniz bir hurma, Uhud dağı kadar olur.40 Çorbayı pişirdiğin zaman bol sulu yap. Sonra komşularından bir aileyi seç. O çorbadan sadaka olarak bir miktarını o aileye ver!41 Allah Teâlâ sadakasını en iyi şekilde veren kulun, geride bıraktığı malına en iyi şekilde bereket ihsan eder.42 Her insan (kıyâmet gününde) hemcinsleri arasında hüküm verilinceye kadar sadakasının gölgesinde durur.43 Sadaka şerrin yetmiş kapısını kapatır.44 Gizlice verilen sadaka, Allah Teâlâ'nın gazabını söndürür. Buradaki 'ihtiyaçtan sadaka kabul eden kimse' dini için çalışmak gâyesiyle sadaka ile ihtiyacını gidermeye uğraşan kimsedir, Bu bakımdan böyle bir kimse dininin imarı için sadaka veren kimse ile sevapta eşittir, Hz. Peygamber'e 'Sadakanın hangi kısmı daha üstündür?' diye sorulduğunda, şöyle cevap vermiştir: 'Sağlam olduğun, servete karşı cimri bulunduğun, yaşama ümidinde olup fakirlikten korktuğun halde sadaka vermen, sadakanın en üstün şeklidir. Sakın can boğaza dayandığı zamana kadar sadaka vermemezlik yapma ki o zaman filân ve falan adama şunu verin diyerek falan adamın malını başkalarına taksim etmeyesin!'46 Hz. Peygamber (s.a), günün birinde ashâbına şöyle hitab eder: Sadaka (zekât), Muhammed ailesine helâl değildir. Çünkü sadaka, halkın (mallarının) kirleridir.48 Dilenciyi mahrum ettiğinizden ötürü müstehak olacağınız zemmi bertaraf etmek için yemeğinizden bir kuş başı kadar olsa dahî veriniz.49 Eğer dilenci doğru söylüyorsa, ona birşey vermeyip mahrum çeviren asla felâh bulamaz.50 Hz. İsâ (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kapısından bir dilenciyi mahrum olarak çevirenin evine yedi gün kadar melekler girmez'. Miskin, bir iki hurma, bir iki lokma vermek suretiyle kapıdan giden kimse değildir. Miskin, haysiyetini koruyan bir kimsedir. İsterseniz şu âyeti okuyunuz: 'Onlar iffetlerinden ötürü insanları rahatsız edip birşey istemezler'.52 Bir müslümanı giydiren bir kimse, giydirdiği müslümanın sırtındaki elbiseden bir yama kalıncaya kadar, Allah'ın koruma ve himâyesinde bulunur.53 Ashab'ın ve Âlimlerin Sözleri ayetinin tefsirinde şöyle demiştir: 'Yemeğe karşı iştahları olduğu halde kendileri yemezler de zikrolunan insanlara yedirirler' Hz. Ömer bir duasında şöyle demiştir: Âdil Halife Ömer h. Abdulaziz de şöyle demiştir: 'Namaz seni yolun ortasına kadar götürür. Oruç ise padişahın kapısına kadar; sadaka ise, padişahın huzuruna sokar'. İbn Ebî Cahd54 şöyle demiştir: 'Sadaka, kötülüğün yetmiş kapısını kapatır. Sadakanın gizli verileni açık verileninden yetmiş derece üstündür. Sadaka, yetmiş şeytanın çenesini söker'. İbn Mes'ud şöyle anlatır: Bir adamcağız yetmiş sene Allah'a ibadet ettikten sonra kötü birşey yaptı, o yetmiş yıllık ibadet yandı. Sonra bir miskinin yanından geçerken ona bir ekmek sadaka verdi. Bu sadakanın hürmetine Allah Teâlâ onun günahını affetti ve yetmiş senelik amelim kendisine iade etti...' Lokman Hekim, oğluna 'Bir günah işlediğin zaman, hemen akabinde sadaka ver' demiştir. Abdülaziz b. Ebi Revad55 der ki: 'Şu üç şeyin cennet hazinelerinden olduğu söylenir: Ömer b. Hattab (r.a) şöyle demiştir: Ameller aralarında (manen) birbirlerine karşı iftihar ettiler. Bu arada sadaka dedi ki; 'Ben sizin en faziletlinizim'. Abdullah b. Ömer (r.a) sadaka olarak şeker verir ve şöyle derdi: "Allah Teâlâ'yı dinledim; şöyle buyurmaktadır: 'Sevdiğiniz şeylerden sadaka vermedikçe siz cennete, giremezsiniz' (Âlu İmran/92). Allah biliyor ki en fazla şekeri severim". Nehâî diyor ki: 'Sadaka olarak verdiğim şeyi, Allah için veriyorsam, ayıplı olması hiç de hoşuma gitmez'. Ubeyd b. Umeyr de şöyle demiştir: 'İnsanlar son derece aç, susuz ve çıplak olarak haşrolunurlar. Onlardan hangisi dünyadayken Allah için yedirmişse, Allah da onu o günde doyurur. Allah için dünyada içirene Allah orada içirir ve nihayet Allah için dünyada giydireni Allah orada giydirir'. Hasan Basrî şöyle demiştir: "Eğer Allah dileseydi, hepinizi zengin kılar, aranızda bir tek fakir bırakmazdı. Fakat Allah Teâlâ bir kısmınızı diğer kısmınızla denemek istedi'. İmam Mâlik de şöyle der: 'Zengin kimsenin sebil yaptığı suyu içmesinde bir sakınca görmüyoruz. Çünkü zengin o suyu dışarda sadaka verip, camide de içer. Çünkü onun gayesi o suyu susayanlara sebil etmektir. Gayesi sadece ihtiyaç sahipleri ile miskinler içsin diye değildir'. Hasan Basrî'nin yanından beraberinde bir câriye bulunan bir nehhas (canbaz) geçer. Hasan Basrî, canbaza 'Bu câriyeyi bir veya iki dirheme satmaya razı mısın?' der. Canbaz kabul etmeyince, Hasan-ı Basrî 'Öyleyse yoluna devam et, (bilmelisin ki) Allah Teâlâ cennetin elâ gözlü hâtunlarını, bir kuruş ve bir lokmaya vermeye razıdır' der. 38) İbn Mübârek, (İkrime'den mürsel olarak) Düzenleyen zczamaneyolcusu - 05 Mayıs 2010 Saat 23:00 |
||||||||||||||||
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |
|