Gazali Net Ana Sayfa
Anasayfa Anasayfa > Gazali İle İlgili Güncel Haberler > Gazali ile ilgili güncel haberler
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  Forum Yardım Forum Yardım  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Cehaletin Tarihçesi

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj / Okunmamış Mesajları Gör
sibel Açılır Kutu Gör
Kalfa
Kalfa


K.Tarihi: 28 Nisan 2010
Durumu: Aktif Değil
Gönderilenler: 189
Aktiflik
Seviye
Deneyim
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Alıntı sibel Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Cehaletin Tarihçesi
    Gönderim Zamanı: 21 Mayıs 2010 Saat 21:54
Cehaletin Tarihçesi  ( Dücane Cündioğlu )

İmam Gazali, Tehafüt`ül-Felasife(Filozofların Tutarsızlıkları) adlı eserini, Aristoteles`in -Farabi ve İbn Sina tarafından aktarıldığı şekliyle- Metafizik ve kısmen Fizik alanındaki yorumlarının kesin (burhani, zaruri, yakini) olmadığını göstermek maksadıyla kaleme almıştır. Eleştirisi, aklın ve felsefenin eleştirisi değil, bilakis muayyen bir aklın ve felsefenin, hatta bu muayyen akıl ve felsefe tarzının tamamının da değil, sadece Metafizik ve kısmen Fizik`le sınırlı yorumlarının eleştirisidir. Mesela Mantık, Matematik ve büyük ölçüde Fizik bilimleri, kendisi tarafından bilinçli bir biçimde eleştiri dışı bırakılmış; bu alanlarda dinin esaslarıyla çatışacak bir cihetin olmadığı ifade edilmiştir. İbn Rüşd`ün İmam Gazali`nin mezkur eserine Tehafüt`üt-Tehafüt adıyla bir reddiye yazdığı malumdur. Nitekim XV. yüzyıla gelindiğinde Hocazade ile Alaeddin Tusi`nin Fatih Sultan Mehmed`in emriyle ve hukema ile mütekelliminin görüşlerini değerlendirmek amacıyla birer Tehafüt kaleme aldıkları, daha sonra da Kemal Paşazade ile Karabaği`nin Hocazade`nin eserine birer haşiye ve talik yazdıkları ve zamanla irili-ufaklı başka değerlendirmelerin de ilavesiyle düşünce tarihimizde bir Tehafüt geleneğinin oluştuğu malumdur. Fatih Sultan Mehmed`in hukema ile mütekellimin`in görüşleri arasında niçin bir muhakemeye ihtiyaç duyduğu, hatta sonradan mutasavvıfa`nın bu muhakemat projesine neden dahil edildiği, takdir edileceği üzre bir başka tedkikin konusudur. Lakin bu arada ne olmuşsa olmuş, keyfiyetini tayin etmenin güç olduğu bir sebeple bu `muhakemat` meselesi, Cumhuriyet devriyle birlikte birdenbire `İmam Gazali ile İbn Rüşd`ün görüşlerinin değerlendirilmesi` şeklinde tamamen asılsız ve alakasız bir söylemle yer değiştirivermiştir. Şimdi bu asılsız ve alakasız söylemin Cumhuriyet kuşaklarının zihnine nasıl ve kimler eliyle kazındığını görelim: 1) 1928`de Mehmed Ali Ayni: - `İbn Rüşd`ün Tehafüt`ü üzerine yazdığı Tehafüt onun [Hocazade`nin] kudret-i ilmiyesinin burhan-ı celisidir.` (Türk Mantıkçıları) 2) 1933`de ve 1946`da Hilmi Ziya Ülken: - `İmam Gazali Tehafüt`ül-Felasife`de feylesoflara hücum etmiş, İbn Rüşd Tehafüt`üt-Tehafüt ile ona mukabele ettiği halde, bilahare Osmanlı alimlerinden Hocazade tekrar İbn Rüşd`e bir reddiye yazmıştı.` (Türk Tefekkürü Tarihi) - `Hocazade, Gazali ve İbn Rüşd`ü tedkik edip birinciyi haklı çıkardı.` (İslam Düşüncesi) 3) 1934-1936`da İzmirli İsmail Hakkı: - `Nihayet zamanın bir teki olan Bursalı Hocazade ile Horasanlı Alaeddin Tusi hükümdarın (Fatih`in) emriyle her ikisinin (Gazali ile İbn Rüşd`ün) ihtilaf ettikleri noktalarda `hakim` oluyorlardı. Türk feylesofu Hocazade, Gazali`ye yardım etmekle beraber, hatalarını da gösteriyor, Tusi ise Gazali`ye yardım ediyordu.` (Müslüman Türk Feylesofları) 4) 1937-1938`de Şemseddin Günaltay: - `Bir aralık Endülüslü İbn Rüşd, Gazali`nin sultasını kırmak maksadıyla `Tehafüt`üt-Tehafüt` adlı bir eser yazmışsa da hiçbir şeye muvaffak olamamış, Eş`ari-Gazali sultası bütün kuvvetiyle devam etmiştir; hatta XV. asrın ikinci yarısında Hocazade Muslihuddin Mustafa ile Alauddin Tusi, İbn Rüşd`e mukabele olarak ayrı ayrı iki kitap yazmak suretiyle Eş`ari-Gazali saltanatını takviye etmişlerdir.` (İslam Dünyasının İnhitat Sebebi Selçuklu İstilası mıdır?) 5) 1940`da Şerefeddin Yaltkaya: - `Felsefe ve feylesoflara hücum eden Gazali ile onun hücumlarını karşılayan İbn Rüşd`ün muhakemelerini Fatih`in, Bursalı Hocazade ile Tusi`nin hafidine emretmesi...` (Tanzimattan Evvel ve Sonra Medreseler) 6) 1943-1944`de Adnan Adıvar: - `Hocazadenin en mühim eseri, Fatih`in emriyle İbn Rüşd`ün Tehafüt`üt-Tehafüt adlı (Gazali`nin Tehafüt`ül-Felasife`sine yazdığı) meşhur reddiyesine karşı yine Tehafüt ismiyle telif ettiği eserdir.` (Osmanlı Türklerinde İlim) - `Fatih zamanının alimlerinden Bursalı Hocazade tarafından Fatih`in emriyle bir Tehafüt`ül-Felasife daha yazılarak İbn Rüşd`ün fikirleri reddedilmek istenmiştir.` (Tarih Boyunca İlim ve Din) Hocazade`nin ve Tusi`nin Tehafütleri dikkatlice okunup tedkik edilseydi, acaba bu asılsız ve alakasız yorumları gelişigüzel ortaya atmak mümkün olabilir miydi? Elbette olamazdı. Nitekim Mübahat Türker Küyel hanımefendi, 1953-1954 yılında `doktora tezi` olarak kabul edilen ve 1956 yılında yayımlanan `Üç Tehafüt Bakımından Felsefe ve Din Münasebeti` adlı eser-i muhalledinde, bu iddiaları (Ayni hariç) tek tek sıralamış ve niçin doğru olamayacaklarının sebeplerini de genişçe ve ikna edici bir surette izah etmiştir. - `Hocazade`nin Tehafütünün ilk iki mütefekkirin [Gazali ile İbn Rüşd`ün] Tehafütlerini mukayese ederek bir hükme varmak üzere kaleme alındığı iddiasının sağlanmasına gelince, böyle bir iddiaya müellif kitabının ne önsözünde, ne de bünyesinde temas etmiştir. (...) Hocazade, müellif isimlerini oldukça sık kullanmasına rağmen -Gazali, Ebu Ali, Behmenyar, Razi, Tusi gibi- İbn Rüşd`ün adını bir defa bile zikretmediği gibi Tehafütünün de adını anmamıştır.` (s. 385) Şimdi cevabı aranan soru şu: Bu tedkikin yayımlanmasından yarım asır sonra, yani bugün, sizce niçin hala İmam Gazali ile İbn Rüşd`ün Tehafütlerinin Fatih devrinde bir yarışma açılarak muhakeme edildiği söyleniyor dersiniz?

 http://www.tumgazeteler.com/?a=634301




Düzenleyen cemal - 17 Ekim 2010 Saat 14:21
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Powered by Web Wiz Forums Free Express Edition
Copyright ©2001-2009 Web Wiz
Türkçe Çeviri Hakan Tekgöz

Bu Sayfa 0,062 Saniyede Yüklendi.