Gazali Net Ana Sayfa
Anasayfa Anasayfa > Gazali Hakkında Söylenenler > Gazali'yi Savunanlar
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  Forum Yardım Forum Yardım  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

İmanın yılmaz savunucusu: Gazali

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj / Okunmamış Mesajları Gör
zczamaneyolcusu Açılır Kutu Gör
Kalfa
Kalfa


K.Tarihi: 29 Nisan 2010
Durumu: Aktif Değil
Gönderilenler: 706
Aktiflik
Seviye
Deneyim
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Alıntı zczamaneyolcusu Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: İmanın yılmaz savunucusu: Gazali
    Gönderim Zamanı: 22 Mayıs 2010 Saat 14:33
İmanın yılmaz savunucusu: Gazali Yazdir E-mail
Yazan Umut YAVUZ   
Wednesday, 14 May 2008

       Büyük Filozoflar dizisine öncelikle ve tabii olarak Yunan ve Uzak Doğu felsefesinin erken dönemdeki ana filozoflarını tanıtarak başladık. Esasında benim İnsanlık Düşünce Tarihi olarak tanımlamayı daha doğru bulduğum Felsefe tarihinin coğrafi, etnik ya da dinî bir kökeni yoktur.

Ben topyekûn insanlık düşünce tarihini ele almayı ve geçmişe bu bağlamda bakmayı daha doğru buluyorum. Yani ister Yunanlı, ister Uzak Doğulu olsun her bir düşünürün insanlığın kolektif tarih ve şuuruna katkıları ve etkileri vardır. Bu yadsınamaz. Aynı şekilde felsefe ile dini, bu bakımdan ince bir çizgiyle ayırmayı da daha mantıklı bulmaktayım. Şüphesiz felsefe ve din ilgi alanları bakımından birçok noktada birleştikleri gibi, daha birçok noktada da ayrışmaktadır. Bu ayrışma ve birleşme noktalarını iyi tespit etmek, felsefe ve dini birbirinden ayırmak gerektiğini düşünüyorum. Bu böyle olmasa din ve felsefe birbiri ile çatışır hale gelecektir ki, bu düşüncenin önündeki en tehlikeli virajdır. Büyük bazı düşünürlerce telaffuz edilen “dindar felsefe” düşüncesi ise yukarıda değindiğimiz ayrışma ve birleşme noktaları düşüncesine uyarlanabilir. Felsefe ve din, birleştiği ilgi alanlarında pek tabii ki bir arada götürülebilir. Hatta din felsefi düşüncenin arka planını dahi oluşturabilir. Ancak ne din ne de felsefe birbirini ikame edemez ve birbirinin yerine geçemez. Ancak daha üst bir yapı olduğundan felsefenin dine tabi olması gibi bir formül mantıklı olabilir. Bu bağlamda tanıtacağımız Gazali’yi bir filozof olarak takdim etmenin pek de gerekli olduğunu düşünmüyorum. Zira bizzat Gazali’nin kendisi de böyle bir sıfatı kabul etmeyecektir. O halde “Büyük Filozoflar Dizisinde” mutlaka anılması gereken, ama bir filozof olarak da tasnif etmenin mümkün olmadığı Gazali’yi nasıl takdim edeceğiz? Ben bir İslam düşünürü yahut Müslüman düşünür demeyi tercih ederim. Peki, eğer Gazali filozof değilse, onu neden felsefe ile birlikte anıyoruz? Şunu söylemek gerekir ki, Gazali felsefe ile oldukça fazla uğraşmıştır. Ancak onun felsefe ile uğraşısı ünlü kitabına da ad olan felsefenin “tutarsızlıklarını” ortaya koymak ve tabiri caizse filozofların foyalarını ortaya çıkarmakla sınırlıdır. Tam da bu sebeple Gazali’yi kimileri filozof olarak tanımlamaktan çekinmemektedirler. Çünkü felsefeyi sevmese de Gazali felsefe ile meşgul olmuştur.

Bu bakımdan İslam Felsefesi kavramını da biraz ele almak gerekir. Zira İslam bilindiği gibi bir dindir, hem de en son ve mükemmel dindir. Şimdi hal böyle iken İslam Felsefesi kavramını nasıl değerlendirmek gerekir? Sözgelimi İslam felsefesi ile Yunan felsefesini kıyaslarken bir din ile bir kültürel altyapıyı kıyaslamak zorunda kalacağız ki; bu bilimsel yaklaşım açısından pek de tutarlı bir davranış olmayacaktır. İslam’ı felsefenin bir departmanı olarak görmek doğru değildir. Zira İslam yukarıda da belirttiğimiz gibi felsefi görüşler beyan etmez. Başka felsefeleri eleştirip, bunların yerine yahut üzerine sistemler inşa etmez. İslam kendi değişmez ve ebedi görüşlerini ortaya koyar ve alternatif kabul etmez. Dolayısıyla bu özellikleriyle felsefenin bir departmanı olmaktan çok uzaktır. Felsefe üstü bir statüsü vardır. Ancak Müslümanlık arka planı ile düşünce üreten felsefecilerden bahsetmek mümkündür. Bunlara örnek olarak da Farabi ve İbni Sina verilebilir. Nitekim burada bahsetmeye çalıştığımız Gazali de; Farabi ve İbni Sina gibi o dönemin ünlü İslam düşünürlerinin felsefi düşüncelerini eleştirmektedir. Zira Gazali’nin dünyasında iman en birincil dayanaktır. Ancak Farabi Eflatuncu, İbni Sina ise Aristocudur. Öyle ya elinde İslamiyetin değişmez ve alternatif kabul etmez hakikatlerini bulunduranların Aristocu yahut Eflatuncu olmaları Gazali’ye kabul edilebilir gelmemektedir. İşte bu sebeple hayatını felsefenin ve felsefecilerin tutarsızlıklarını ispatlamaya adar. Gazali felsefe ile iştigal olanları ve onu ana kaynak olarak kabul edenleri aklı imanın üstüne koymakla itham eder. Aynı şekilde Gazali kimilerine göre dini, bilimsel bilginin bir karşıtı olarak yorumlamaktadır. Felsefenin temel taşı olan şüphecilik Gazali’de felsefeye karşı en birinci silah olarak karşımıza çıkmaktadır. Dini, dogmacılıkla suçlayanlara karşı Gazali, bilimin dogmalarını ortaya koyarak mücadele eder.  

Biraz da Gazali’nin şahsiyetiyle ilgili bilgi vermekte fayda var. Gazali İran’ın Tus şehrinin Gazal kasabasında miladi 1058 yılında dünyaya geldi. Çocukluğundan itibaren ilim ile meşgul olmaya başlar. İlim tahsili için de civar medreselere sürekli seyahatlerde bulunur. Bir gün böylesi bir seyahat sırasında başına gelen ilginç bir vakayı şu şekilde aktarır: “Bir grup yol kesici karşımıza çıktı. Yanımda olan her şeyimi alıp gittiler. Arkalarından gidip kendilerine yalvardım. Ne olur işinize yaramayan ders notlarımı bana verin. Reisleri; “Onlar nedir? Nasıl şeylerdir?” diye sorunca; “Onları öğrenmek için memleketimi terk ettim, gurbetlere gittim. Filan yerdeki birkaç tomar kâğıtlardır” dedim. Eşkıyaların reisi güldü; “Sen o şeyi bildiğini nasıl iddia ediyorsun, biz onları senden alınca ilimsiz kalıyorsun” dedi ve onları bana geri verdi. Sonra düşündüm, Allah ü Teâlâ, yol kesiciyi beni ikaz için o şekilde söyletti, dedim. Tus’a gelince üç yıl bütün gayretimle çalışarak, Cürcan’da tuttuğum notların hepsini ezberledim. O hâle gelmiştim ki, yol kesici önüme çıksa, hepsini alsa, bana zararı dokunmazdı.”

İşte bu şekilde ilmi aklına ve kalbine nakşeden Gazali ömrünü ve bütün bilgisini hep inandığı dinin gerçeklerini anlatmaya ve ispat etmeye adayacaktır. Gazali fıkıh haricinde zamanın ilim merkezi olan Nişabur’da hadis, kelam, mantık, hukuk ve münazara ilimlerini de öğrenmiştir. Bu temel eğitimler onun düşünce dünyası ve yönteminde büyük ölçüde hissedilebilir. Gazali büyük bir ilim sahibidir. Böylesi bir ilim sahibinin de devrin yöneticileri tarafından fark edilmemesi imkânsızdır. İşte Selçuklu’nun en parlak devrinde büyük devlet adamı Nizamülmülk de Gazali’deki cevheri fark etmiş ve kendisini saraya davet ederek bir nevi danışman olarak faydalanmıştır. Gazali bu sırada 34 yaşındadır ve Nizamiye Üniversitesi olarak tabir edilen ilmi kurumun başına getirilir. Burada yüzlerce insan yetiştirmiş ve birçok da kitap yazmıştır. Kitaplarından en meşhurları İhya-u Ulumuddin (Din İlimlerinin İhyası), Kimya-yı Saadet (Mutluluğun Kimyası) ve Tuhafatul Felasife’dir (Felsefenin Tutarsızlıkları).

Özellikle İhya-u Ulumuddin İslam kaynak kitapları arasında en mertebeli ve üstün kitaplardan biri olarak kabul edilmektedir. Gazali’nin eserleri o kadar çoktur ki, kimileri 1000’den fazla eser kaleme aldığını söylemektedir. Bu da onun ilmi boyutunun büyüklüğünü gösteren bir bilgidir. Ayrıca kitapları da birçok dünya diline tercüme edilmiş ve Batı dünyasını aydınlatmıştır. Ancak üzücü olan şudur ki, Moğol istilası sırasında Gazali’nin söz konusu eserlerinin birçoğu da yok olmuştur. Bu sebeple de eserlerinin tam tasnifi yapılamamaktadır.

İmam Gazali’nin miladi 1111 yılında vefat ettiği bildirilir. Gazali 52 yıllık hayatında hep İslam ilimlerinin yeniden diriltilmesini amaçlamıştır. Bunun bir sebebi de, o dönemde Yunan felsefesinin İslam düşünce dünyası üzerinde etkilerinin artmış olması ve yine İslam düşüncesinde farklı Batıni fırka ve grupların ortaya çıkmasıdır. Bu bakımdan Gazali İslam’ın kalesinde açılan gedikleri ilminin büyüklüğü ölçüsünde kapatmaya çalışmıştır denilebilir.

 
 
 
 
http://www.gencyaklasim.com/content/view/303/52/

Düzenleyen zczamaneyolcusu - 22 Mayıs 2010 Saat 14:35
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Powered by Web Wiz Forums Free Express Edition
Copyright ©2001-2009 Web Wiz
Türkçe Çeviri Hakan Tekgöz

Bu Sayfa 0,063 Saniyede Yüklendi.