Gazali Net Ana Sayfa
Anasayfa Anasayfa > Gazali'nin Fikirleri > Gazali'nin Fikirleri
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  Forum Yardım Forum Yardım  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

RUH HAKKINDA - 2

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj / Okunmamış Mesajları Gör
NaCl Açılır Kutu Gör
Hizmetkar
Hizmetkar
Simge

K.Tarihi: 28 Nisan 2010
Durumu: Aktif Değil
Gönderilenler: 44
Aktiflik
Seviye
Deneyim
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Alıntı NaCl Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: RUH HAKKINDA - 2
    Gönderim Zamanı: 14 Temmuz 2010 Saat 09:46
RUHUN YÜCE ALLAH'A AİT OLMASI

Eğer, Allahu Teâlâ'nın, "Ona ruhumdan üfürdüğüm zaman"âyetinde, ruhun Allah'a nisbet edilmesinin (O'na ait gösterilmesinin) mânası nedir?" diye sorulursa, cevap olarak derim ki:
Ruh, bir yöne ait olmaktan ve bir mekanda bulunmaktan uzaktır; onda bütün malumatları bilme ve onları anlama kuvveti mevcuttur. Bu özellik ve benzerlik ruhun dışındaki cisimlerin hiç birinde yoktur; bunun için ruh, özel olarak yüce Allah'a ait gösterilmiştir. "De ki: 'Ruh, rabbimin emrindendir" âyetinin mânası nedir? Emir âlemi ile halk âleminin mânası nedir? diye sorulacak olursa, şöyle cevap verilir: Üzerinde ölçme ve belirleme yapılabilen bütün varlıklar cisimdir ve cisimlere ait sıfatlara sahiptir. İşte bu tür varlıkların bulunduğu aleme "halk âlemi" denir.
Buradaki halk (yaratma), icat ve ortaya koyma mânasında değil, takdir etme yani belirleme ve ölçüsünü tayin etme anlamındadır. Allah bir şeyi yarattı demek; onun vaktini, şeklini ve ölçülerini belirledi demektir. Alıştığımız cinsten sayı ve ölçülerle ifade edilemeyen bütün şeylere "Rabbânî bir iş" yani Allah'a ait bir iş denir. İşte bu cinse giren varlıkların bulunduğu âleme "emir âlemi" denir. İnsanların ve meleklerin ruhları emir âlemindendir. Emir âlemi his, hayal, yön, mekân, yerleşme, ölçü ve tayinden uzak varlıklardan oluşmaktadır. O âlemde, yaşadığımız âlemdeki gibi sayı ve ölçü olayı olmadığı için; ölçü, tartı ve tayin söz konusu değildir. Burada şöyle bir soru sorulabilir: "Bu anlattığın şeyler, ruhun ezelî olup sonradan yaratılmadığı düşüncesini akla getiriyor; öyle midir?" Buna karşı verilecek cevap şudur: Bazı cahil ve hak yoldan sapmış kimseler, böyle zannetmişlerdir.Kim, "Ruh, mahlûk değildir" derken, onun ölçüye gelmeyeceğini, parçalara ayrılmayacağını ve bir yere girmeyeceğini kastediyorsa, bu görüş doğrudur. Ancak ruh, mahlûktur, yani sonradan yaratılmıştır, ezelî değildir. İnsan ruhunun ortaya çıkması, içine üflenecek insan nutfesinin onu kabul etmeye hazırlanmasına bağlıdır. Bu, bir varlığın suretinin aynada belirmesine benzer. Varlığın suretinin aynada gözükmesi, aynanın cilâlı olmasına bağlıdır. Her ne kadar, suret sahibi varlık, aynanın cilalânımasından önce mevcut olsa da, cila olmayınca suretin gözükmesi mümkün değildir. Aynı şekilde insanın ruhu da nutfeden önce yaratılmıştır; fakat üfleneceği nutfe olmadan ortaya çıkması mümkün değildir.

HAK YOLUN ESASLARI / 6.Bölüm: Nefs, Ruh, Kalp, Akıl / Sayfa 100 / SEMERKANT YAYINLARI


Düzenleyen NaCl - 14 Temmuz 2010 Saat 09:47
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Powered by Web Wiz Forums Free Express Edition
Copyright ©2001-2009 Web Wiz
Türkçe Çeviri Hakan Tekgöz

Bu Sayfa 0,047 Saniyede Yüklendi.