İmam-ı Gazaliye neden düşmanlar?
Bu sorunun cevabına geçmeden önce, Gazali düşmanlarının bir
tahlilini yapmak lazım. Dikkat edilirse bunlar, İslamiyeti kendi
kafalarına göre yorumlamak isteyen; kısa akıllarına göre dine ilaveler
çıkarmalar yaparak ismi �İslam� olan fakat gençek islamla ilgisi olmayan
yeni bir din kurmak isteyenlerdir. Veya alt yapısı müsait olmadığı,
dine ait temel bilgilerden yoksun oldukları için bu tür art niyetli
kimselerin oyununa gelen kimselerdir.
İşte, imam-ı Gazali hazretleri bu inançsızlık yolunu kapadığı için
ona düşman oldular. İmam-ı Gazali bu tehlikeli yolu öyle sağlam
engellerle kapatmış ki on asırdır bu yolu açamak için zorluyorlar.
İtiraf edelim ki otoban olarak olmasa da stabilize yol olarak geçiş
yapabilecek hale getirdiler. Nihai hedefleri otoban haline getirmek.
İmam-ı Gazali hazretlerinin savunduğu doğrular neydi, bunun
karşısında olan felsefecilerin yanlışları neydi, şimdi de biraz bunun
üzerinde duralım:
İmam-ı Gazali hazretleri bir ehli sünnet âlimi idi. İlimde tek
ölçüsü vahye dayalı nakil bilgileri idi.Yani Cenab-ı Hakkın, Muhammed
aleyhisselam ile bildirdiği bilgilerdi. Gazaliye göre daha doğrusu
dinimize göre, bu bilgiler herşeyin üzerinde idi. Başta akıl olmak üzere
diğer bilgi kaynakları buna uygun ise bir değer ifade ederdi; uygun
değil ise hiçbir kıymeti yoktu.
İmam-ı Gazali hazretlerine karşı olan felsefeciler ise aklı esas
almışlardı. Başta Kur�an-ı kerim ve Rusulullahın bildirdikleri olmak
üzere herşeyi akıl süzgecinden geçiriliyor, akla uygun değil ise kabul
görmüyordu. Bunlarla ilgili bir-iki örnek verecek olursak:
Mesela, Müslümanlara, (yahudilere ve nasârâya ve mecûsîlere) göre,
varlıkların maddeleri de, sıfatları da hâdistir. Yani bunlar yok iken
sonradan yaratıldı. Sonunda yine yok edileceklerdir. Ezeli ebedi
değildirler. Ebedi ve ezeli olan sadece Cenab-ı Haktır.
Aristoya ve onun yolunda olan Fârâbî, İbni Sînâ felsefeciler bunu
akıl ile anlayamadıkları için , cisimlerin maddeleri de, sıfatları da
kadîmdir. Yâni ezelîdir, hep vardır dediler. Bu sözün yanlış olduğunu,
bugün modern kimya bilgisi kesin olarak bildirmektedir. Böyle bir inanç
küfürdür.
Aklı yaratan Allahü teâlâdır. Yaratanı bırakıp aklı esas almak, aklı
ilahlaştırmak en büyük akılsızlıktır. Felsefenin tek dayanağı akıldır.
Fakat, gerek zamanla tecrübî bilgilerin değişmesi ve gerekse bir başka
insanın aklının bir önceki filozoftan daha farklı bir yapıya sâhib
olması sebebiyle kurdukları felsefik sistemler şu veya bu oranda ve
bâzan tamâmen değişmiştir.
Böylece ortaya çıkan çeşitli felsefe okulları birbirini devamlı
reddetmişlerdir. Felsefecilerin tek bildiği, hakikati, tekte değil,
çokta; nihâyet hakta değil, bâtılda aramanın sanatıdır.Ancak bunlar
akılları ile her şeyi çözmeye çalıştıkları için bir sonraki filozof, bir
öncekini kötüleyerek yükselmektedir.
Peygamberlerin, aklın dışında ve üstünde bulunan sözlerini, akla
danışmaya kalkışmak, akla aykırı bir iş olur. Gecenin koyu karanlığında
bilinmiyen yerlerde, pervâsızca yürümeye ve engin denizde, acemi
kaptanın, pusulasız yol almasına benzer ki, her ân uçuruma, girdâba
düşebilirler.
Nitekim, felsefeciler ve tecrübeleri hayâlleri ile îzâha kalkışan
maddeciler, akılları dışında bulunan sözlerinin çoğunda yanılmış, bir
yandan birçok hakîkatleri meydana çıkarırken, bir taraftan da,
insanların saadet-i ebediyyeye kavuşmalarına mani olmuşlardır.
Yunan, Hind, Fars, Latin felsefelerinden ilhâm alan, İbni Sînâ,
Fârâbî, İbni Tufeyl, İbni Rüşt, İbni Bâce gibi filozoflar zuhûr ederek,
bazı bilgilerde Kur'an-ı kerimin hak yolundan ayrılmışlardır. Örneğin,
İbni Sina, Muad kitabında Kıyamette dirilmeği inkar etmektedir. İbn-i
Tufeyl ise öldükten sonra dirilmeye inanmamakla birlikte ilk insanın
Âdem aleyhisselâm ile hazret-i Havvâ�dan çoğaldığını kabul etmemektedir.
Bu ve buna benzer inançlarından dolayı, felsefecilerin bütün
fikirlerini incelemiş olan İmam-ı Gazali ve İmam-ı Rabbani gibi İslam
büyükleri bunların imanlarını kaybettiklerini küfre düştüklerini
bildirmişlerdir.
Mehmet Oruç - www.ihya.org - Dinlerarasi DIYALOG TUZAGI ve Dinde Reform
Eserin yazarı Mehmet OruçEser: Dinlerarasi DIYALOG TUZAGI ve Dinde Reform
http://kitap.ihya.org/diyalog-tuzagi/konu-487.htm