|
Tevazu'nun Fazileti |
Yanıt Yaz |
Yazar | ||||||||||||||||
zczamaneyolcusu
Kalfa K.Tarihi: 29 Nisan 2010 Durumu: Aktif Değil Gönderilenler: 706
|
Mesaj Seçenekleri
Yanıt Yaz
Alıntı zczamaneyolcusu
Bu mesaj kurallara aykırıysa buradan yöneticileri bilgilendirebilirsiniz.
Gönderim Zamanı: 04 Şubat 2011 Saat 19:23 |
|||||||||||||||
Tevazu'nun Fazileti (ihya kitabından alıntı)
Hadîsler Affetmekten dolayı Allah Teâlâ, kulunu izzet yönünden yükseltir. Hiçbir kul yoktur ki Allah için tevazu göstersin de Allah onu yüceltmesin!30 Hiçbir kul yoktur ki, onunla beraber iki melek bulunmasın! O kulun ağzında (manevî) bir gem vardır. Melekler onu o gemle zaptetmektedirler. Eğer kul nefsini yüceltirse o gemi, ikisi birden çekerler. Sonra derler ki: 'Ey Allahım! Onu alçalt!' Eğer mütevazi olursa, şöyle dua ederler: 'Ey Allahım! Onu yücelt!31 Cennet o kimseye olsun ki zillet ve meskenet olmaksızın tevazu gösterir. Helâlinden kazandığı malını infak eder. Zillet ve meskenet ehline merhamette bulunur, Fıkıh ve hikmet ehliyle haşır-neşir olur.32 Ebu Seleme el-Medinî, babasından, o da babasından rivayet ediyor. Hz. Peygamber (s,a) Kuba'da, oruçlu olduğu halde yanımızda bulunuyordu. Biz iftar edeceği zaman kendisine bir bardak süt ge-tirdik. O sütün içine biraz da bal koyduk. Sütü tattığı zaman balın tadını hissetti ve şöyle dedi: 'Bu nedir? Biz 'Ey Allah'ın Rasûlü! Süte biraz bal karıştırdık!' dedik. Bunun üzerine süt bardağını elinden yere koyarak şöyle buyurdu: Dikkat ediniz! Ben bunun içilmesini haram kılmıyorum. (Fakat) kim Allah için tevazu gösterirse, Allah onu yüceltir. Kim gururlanırsa, Allah onu alçaltır. Kim tutumlu hareket ederse, Allah onu zengin eder. Kim israf ederse Allah onu fakir eder. Kim Allah'ı daha çok zikrederse, Allah onu sever.33 Rivayet ediliyor ki, Hz. Peygamber (s.a) evinde birkaç ashabıyla beraber yemek yerken bir dilenci kapıya geldi. Dilencide bir ak-saklık vardı. Hz. Peygamber, onun içeriye girmesine izin verdi. İçeri girince Hz. Peygamber (s.a) onu dizine oturttu. Sonra kendisine yemesini söyledi. Kureyş'ten bir kişi bundan alınarak sıkıldı. Bilâhare o kişi, o dilenci gibi topal olduktan sonra öldü.34 Rabbim beni kul ve rasûl olmak veya sultan ve nebî35 olmak arasında serbest bıraktı. Ben hangisini seçeceğimde mütereddit kaldım, başımı dostum Cebrail'e (a.s) doğru kaldırıp bakınca bana 'Rabbine karşı mütevazi ol!' dedi. Bunun üzerine 'Kul ve Rasûl olmayı istiyorum!' dedim.36 Allah Teâlâ, Musa'ya (a.s) vahiy gönderip şöyle buyurmuştur: 'Ben ancak benim azametime tevazu gösteren, mahlûklarıma karşı büyüklük taslamayan, kalbine korkumu yerleştiren, gününü zikrimle geçiren, benim için nefsini şehvetlerden koruyan kimsenin namazını kabul ederim'. Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur: Kerem, takva demektir. Şeref, tevazu demek, yakîn ise zenginlik demektir.37 Mesih İsa (a.s) şöyle demiştir: 'Ne mutlu dünyada mütevazi olanlara... Onlar kıyamette minberlerin sahipleridirler. Ne mutlu dünyada insanların arasını bulanlara... Onlar kıyamet gününde Firdevs'i elde ederler... Ne mutlu dünyada kalplerini pâk edenlere... Allah Teâlâ kıyamette onlara lûtuf ve merhametiyle bakar. Dört haslet vardır. Allah onları sevdiği kimseye verir: Birincisi sükûttur. Sükût ibâdetin evvelidir, İkincisi Allah'a tevekkül etmektir. Üçüncüsü tevazudur. Dördüncüsü ise dünya hakkında zühddür.39 İbn Abbas (r.a) Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet ediyor: Tevazu, kulu yücelik yönünden geliştirir. Bu bakımdan siz tevazu gösteriniz ki Allah size rahmet etsin!41 Hz. Peygamber (s.a) yemek yiyordu. Bu arada siyah, yüzü çiçekli ve çiçekleri kabuk tutmuş bir kişi çıkageldi. Adam kimin yanına otursa, o adam onun yanından kalkıp uzaklaşıyordu. Hz. Peygamber onu yanına oturttu.42 Kişinin aile efradının ihtiyacını gidermesi ve nefsinden de kibri defetmesi benim hoşuma gider.43 Birgün ashabına şöyle buyurmuştur: 'Ne oluyor ki sizin üzerinizde ibâdetin halâvetini görmüyorum?' Ashab-ı kirâm İbâdetin halâveti nedir?' deyince, Hz. Peygamber şöyle cevap verdi: 'Tevazudur'.44 Benim ümmetimden mütevazi kimseleri gördüğünüz za-man, onlara tevazu gösteriniz. Mütekebbirleri gördüğünüz zaman onlara karşı kibirleniniz. Çünkü böyle yapmanız, onlar için zillettir.45 Ashab'ın ve Âlimlerin Sözleri Hz. Ömer (r.a) şöyle demiştir: "Kul, Allah için tevazu gösterdiğinde Allah onun hikmetini artırır, vekili bulunan melek şöyle der: 'Yücel! Allah seni yüceltsin!' Gururlandığı ve haddini aştığında ise, Allah onu yere batırırcasına alçaltır ve melek ona der ki: 'Alçal! Allah seni alçaltsın!' Bu kimse nefsinde büyük, halkın gözünde küçüktür. Hatta bu kimse halkın gözünde, domuzdan daha hakirdir!" Cüreyr b. Abdullah el-Bücelî şöyle anlatıyor: Bir ağacın altında ekmek dağarcığını kendisine gölge yapıp yatan bir kişi vardı. Güneş dağarcığı geçmişti. Bunun üzerine ben dağarcığı onun üzerine örttüm. Sonra kişi uyandı. Baktım ki o kişi, Hz. Peygamber'in ashabından Selman-ı Fârisî'dir. Ben ona yaptığımı söyledim. Bana nasihat olarak şunu söyledi: 'Ey Cüreyr! Dünyada Allah için tevazu göster! Çünkü dünyada Allah için mütevazi olan bir kimseyi Allah kıyamet gününde yüceltir! Ey Cüreyr! Kıyamet gününde ateşin zulmetinin ne olduğunu biliyor musun? O, insanların dünyada bazısının bazısına yapmış olduğu zulümdür!'46 Hz. Aişe (r.a) şöyle demiştir: 'Muhakkak sizler, ibâdetin en üs-tünü olan tevazudan gafil bulunuyorsunuz!' Yusuf b. Esbat şöyle demiştir: 'Takvanın azı, ibâdetin çoğunun yerine geçer. Tevâzunun azı, fazla gayretin yerine geçer'. Kendisine tevazunun mânâsı sorulduğunda, Fudayl b. Iyaz şöyle demiştir: 'Tevazu demek, senin hakka karşı alçalman ve hakkı kabul etmen demektir. Eğer hakkı bir çocuktan veya insanların en cahilinden dinlesen bile kabul etmelisin!' İbn Mübarek şöyle demiştir: 'Tevazunun başı dünya nimetinde senden aşağıda olanın yanında nefsini alçaltmandır. Böyle yapmakla dünyalığından ötürü bu zata herhangi bir üstünlüğün olmadığını bilmiş olursun. Dünyalıkta senden üstün olana karşı nefsini yüceltmendir ki onun dünyasından ötürü sana bir üstünlüğü olmadığını öğrenmiş olasın!' Katâde şöyle demiştir: 'Kime mal veya güzellik veya elbise veya ilim verilirse, o da bu hususta tevazu göstermezse bu nimet, kıyamet gününde onun için vebâl olur'. Allah Teâlâ, Hz. İsa'ya şöyle vahiy gönderdi: 'Seni herhangi bir nimetle nimetlendirdiğim zaman o nimeti tevazu göstermek suretiyle karşıla! Bu takdirde o nimeti senin için tamamlarım!' Kâ'b şöyle der: 'Allah (c.c) dünyada bir kuluna herhangi bir nimeti ihsan eder, o kul da o nimetten dolayı Allah'a teşekkür eder, o nimetten dolayı Allah'a karşı tevazu gösterirse, muhakkak Allah ona, dünyada o nimetin faydasını gösterir, ahirette o nimetten ötürü derecesini yüceltir. Allah Teâlâ dünyada bir kuluna, herhangi bir nimeti ihsan ettiği halde, o kul o nimetin şükrünü edâ etmez ve ondan ötürü Allah'a karşı tevazu göstermezse, Allah Teâlâ dünyada onun faydasını o kuldan menettiği gibi, ona cehennemden bir pencere açar. Dilerse ona azap eder, dilerse azabından vazgeçer. Abdülmelik b. Mervan'a şöyle denildi: 'Kim daha fazla faziletlidir?' Abdülmelik 'Gücü ve kuvveti olduğu halde tevazu gösteren isteği olduğu halde dünyaya karşı zâhidlikte bulunan, muktedir olduğu halde nefsinin yardımını terkeden kişi' diye cevap verdi. -Ey mü'minlerin emîri! Şerefinin içinde gösterdiğin tevazu senin için şerefinden daha şereflidir. -Senin sözlerin ne kadar da güzel! -Ey mü'minlerin emîri! Allah'ın yaradılışında bir güzellik,nesebinde bir şeref, malda genişlik ihsan ettiği kişi, güzelliğinde hafif davranır, malından muhtaçlara yardımda bulunursa, o kimse Allah divanında, Allah'ın hâlis velîlerinden yazılır. Biri şöyle demiştir: 'Nasıl ki zenginlerin seni kirli elbiselerle görmelerini istemiyorsan, fakirlerin de seni lüks elbiseler içerisinde görmesini isteme!' Yunus b. Ubeyd Arafat'tan döndüğü zaman şöyle demiştir: "Ben Allah'ın hacılara merhamet etmesinden -eğer ben hacılarla beraber olmasaydım- şüphe etmezdim. Korkuyorum ki hacılar benden ötürü rahmetten mahrum olmuş olsunlar'. Deniliyor ki: 'Mü'minin Allah katında en yüce olduğu an, nefsinin katında en alçak bulunduğu andır. Allah katında en alçak bulunduğu an da nefsinin yanında en yüce bulunduğu andır'. Ziyad b. Abdullah en-Nemrî dedi ki: 'Tevazuu olmayan zâhid meyvesiz ağaç gibidir!' Ancak benden daha güçlü ve çabuk olduğu için, benden önce dışarı çıkan kişi müstesna!" Fudayl b. Iyaz şöyle demiştir: 'Riyaseti seven bir kimse ebediyyen iflâh olmaz!' Bunun üzerine Hz. Peygamber'i rüyamda gördüm. Bana şöyle dedi: 'Muhakkak Allah, Muhammed b. Mukatil'in duası himmetiyle sizden bu felâketi kaldırdı!' Bir kişi Şiblî'ye geldi, Şiblî kendisine dedi ki: 'Sen necisin?' (Böyle sormak Şiblî'nin âdetiydi ve bunun mânâsı 'senin halin nedir' demektir). Adam, Şiblî'ye cevap olarak şöyle dedi: 'Ben, B har-finin altındaki noktayım'. Bunun üzerine Şiblî ona 'Allah senin şahidini helâk etti. Sen nefsine bir kıymet mi veriyorsun?' dedi. Şiblî konuşmalarının birinde dedi ki: 'Benim zilletim yahudinin zilletini muattal kıldı!' Bundan daha güzeli Allah'a güvenerek zenginlere karşı fakirlerin böbürlenmesidir. Ebu Süleyman ed-Dârânî şöyle demiştir: 'Eğer bütün insanlar beni kendi kendimi düşürdüğüm gibi düşürmek hususunda birleşse buna güçleri yetmez'. İrve b. Verd şöyle demiştir: Tevazu, şerefin tuzaklarından biridir. Her nimetten ötürü, o nimetin sahibine hased edilir. Ancak tevazu nimeti bunun dışındadır'. Yahya b. Hâlid el-Bermekî dedi ki: 'Şerefli bir insan ibâdet yaptığı zaman tevazu gösterir. Alçak bir insan ibâdet yaptığı za-man büyür, gururlanır!' Deniliyor ki: 'Tevazu, bütün insanlarda güzeldir. Fakat zenginlerde daha güzeldir. Kibir bütün insanlarda çirkindir. Fakat fakirlerde daha çirkindir!' Deniliyor ki: 'Ancak Allah'a karşı zelilliğini kabullenen bir kimse için izzet vardır. Allah'a karşı tevazu gösteren için yücelik, Allah'tan korkan için emniyet, Allah'ın azabından nefsini satın alıp kurtaran için kâr etmek sözkonusudur'. Ebu Ali el-Cüzcânî (Cürcânî değil) dedi ki: 'Nefis kibir, hırs ve hasedle yoğrulmuştur. Bu bakımdan Allah kimin helâk olmasını irade ederse, ondan tevazu, nasihat ve kanaati meneder. Allah Teâlâ bir kimseye hayrı irade ederse, bu hususta ona lütûfta bulu-nur'. Cüneyd-i Bağdâdî'den rivayet edildiğine göre meclisinde bir cum'a günü şöyle dedi: Eğer bana Hz. Peygamber'den şöyle dediği rivayet edilmeseydi sizin için konuşmazdım: Zamanın sonunda, kavmin önderi en rezilleri olacaktır.48 Yine Cüneyd-i Bağdâdî şöyle demiştir: 'Tevhid ehlinin katında, tevazu, tekebbürdür'. Amr b. Şeybe'den şöyle rivayet ediliyor: Ben Mekke'de, Safâ ile Merve arasında bulunuyordum. Bir katıra binmiş, önünde hizmetçiler olan bir kişi gördüm. Baktım ki onlar halkı şiddetle uzaklaştırıyorlar. Bir zaman sonra tekrar dönüp Bağdad'a geldim. Köprünün üzerinde iken baktım yalınayak, başı kabak, saçları upuzun bir kişi yanıma geldi. Dikkatle onu süzdüm ve tedkik ettim. O bana 'Sana ne oldu ki beni böyle dikkatle izliyorsun?' deyince, ben cevap olarak dedim ki: 'Seni Mekke'de gördüğüm bir kişiye benzettim de ondan...' Bunun üzerine ben ona Mekke'de gördüğüm kişinin sıfatlarını saydım. O bana 'Ben o kişiyim!' dedi. Ona 'Allah sana ne yaptı (ki bu hale gelmişsin?)' dedim. Dedi ki: 'Halkın te-vazu gösterdiği bir yerde yücelik tasladım. Bu bakımdan Allah Teâlâ da halkın yüceldiği bir yerde (başkent Bağdad'ı kasdediyor) beni alçalttı'. Muğîre b. Müslim dedi ki: 'Biz emirlerimizi tâzim ettiğimiz gibi, İbrahim en-Nehâî'yi de tâzim eder ve kendisinden korkardık. O şöyle derdi: 'Benim Kûfe'nin fakîhi olduğum şu zaman, ne kötü zamandır!' Atâ es-Sülemî, gök gürültüsünü duyduğu zaman yerinden kalkar, otururdu. Sanki doğum sancıları çeken bir kadın gibi karnını tutar ve derdi ki: 'Bu yıldırımlar benim hatamdan dolayı size isabet ediyor! Keşke Atâ ölseydi de insanlar rahat etseydi!' Bişr el-Hafî şöyle demiştir: 'Dünya âşıklarına selâm vermemek suretiyle onları selâmette bırakınız!' Yani onlara selâm vermemek, sizin için, selâm vermekten daha selâmetlidir. kişiye dedi ki: 'Ummak, mârifetten sonra olur! Mârifet bende ne gezer!' Ebubekir Sıddîk (r.a) şöyle demiştir: 'Biz keremi takvada, zen-ginliği yakînde ve şerefi tevazuda bulduk!7 Kerîm olan Allah'tan hüsnü tevfîkini talep ederiz! ____________________ 30)Müslim |
||||||||||||||||
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |
|