Gazali Net Ana Sayfa
Anasayfa Anasayfa > Gazali'nin Fikirleri > Gazali'nin Fikirleri
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  Forum Yardım Forum Yardım  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Gazali ye göre Fizyolojik Güdülerin Neden Olduğu O

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj / Okunmamış Mesajları Gör
su damlası Açılır Kutu Gör
Çırak
Çırak


K.Tarihi: 29 Aralık 2010
Durumu: Aktif Değil
Gönderilenler: 19
Aktiflik
Seviye
Deneyim
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Alıntı su damlası Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Gazali ye göre Fizyolojik Güdülerin Neden Olduğu O
    Gönderim Zamanı: 25 Kasım 2011 Saat 00:29

İnsandaki fizyolojik güdüler bazı olumsuz tutum ve davranışları doğurabilir. Olumsuz tutumlar, bireyde olumsuz davranışlara yol açabilir. Öfke,  haset, cimrilik gibi olumsuz ahlakî tutumlar, hem psikolojik hem sosyal huzursuzluklara yol açabilir.

1. Öfke ve Haset

Haset, bireyin, bir başkasında olan özelliği kıskanıp, bu özelliğin yok  olmasını istemesi veya o özelliği kıskanmaksızın, kendisinin de o özelliğe sahip olmasını arzulamasıdır.

Kin duygusunun doğal sonucu kıskançlıktır. Kardeşler arası kıskançlık gibi. Bu kıskançlık bazen doğum sırasıyla1, bazen anne-babanın tutumuyla alakalı olabilir.

Öfke, insanın doğasında varolan bir reaksiyondur. Kişi bunu ortadan kaldıramaz ama bastırabilir. Bu anlamda öfke vücudu korumaya yarayan bir reaksiyondur. Aşırı öfke aklî düşünmeyi, doğru karar vermeyi engeller. Normal öfke, zorunludur. Normal öfke bir anlamda savunma mekanizmasıdır.2

Öfkenin nedenleri, kibir, kendini beğenme, şaka, kınama, mal ve mülk hırsıdır. Öfkeyi yatıştırmak için, öfke sonrası zararları düşünüp sakinleşmek, bunun nedenini kabul edip terk etmek gerekmektedir.

Gazâlî’ye göre kînin psiko-sosyal neticeleri şunlardır:

* Kin duyulan kişi iyi olursa birey üzülür, kötü olursa birey sevinir (haset).

* Yaygara/söylentiler çoğalır.

* Kindar insan, kin duyulan insanın selamını alıp-vermez, sosyal ilişki

zedelenir.

* Hakaret etmeyle birlikte hor görme başlar.

* Alay etme ve aşağılama başlar.

* Kindar insan fırsatını bulunca, bedenî müdahaleye müracaat eder (kavga).

Gazâlî düşüncesindeki haset tanımı, öncüsü Muhasibî düşüncesindeki haset tanımıyla çok benzeşmektedir.1 Kıskançlık yanlış bir tutumdur. Gıpta motivi varsa bu doğru bir motiv olup, yarışmayı doğurur. Çekememezlik, aşağılık  duygusunun sonucudur ve bireyde az da olsa bulunur. Bu, bireyi çalışmaya, ilerlemeye de yönlendirebilir.

 

.2. Servet Düşkünlüğü

Gazâlî’ye göre, dünyalık servetini aşırı sevip peşine düşen bireyler bu uğurda sıkıntı çeker. Kazanılanı korumak için zahmet ve yorgunluk yaşanır. Nihayet  kazandıklarından ayrılmanın acısını da yaşarlar. Ayrılığın nedeni, ölümdür. İnsanoğlu, ölüm gerçeğini anlayınca, geçici olanlarla, sürekli olanı, insan kalbi kırmak, fakiri ezmekle Allah’a itaati değiştirmez. 

Gazâlî’ye göre, dünyadan tamamen yüz çevrilmez. Bu fakirliğe yol açar. Fakirlikte iki psikolojik hal vardır: Kazanma hırsı ve kanaat. Kazanma hırsı da zamanla ya çalışıp kazanmaya ya da dilenciliğe neden olur. Zenginliğin iki psikolojik hali vardır: İsraf ve iktisat. Buradan da anlaşılacağı gibi, dünya servetinin faydası da zararı da vardır. Bunun bilincinde olan birey, dünyadan maksimum derecede faydalanır.

Bireydeki hırsın azalması için, masrafı az bir hayat yaşanıp, lüksten kaçınılmalıdır. Günlük ihtiyaçlar karşılanınca gelecekteki rızk endişesi sorun haline getirilmemelidir. Birey sabretmeyi bilmelidir. Servetin çokluğunun tehlike ve korkuyu da beraberinde getirdiği düşünülmelidir. Bu bakımdan, fakir bir insan, hırslı değil kanaatkar olmalı; zengin ise cimri değil cömert olmalıdır. Kazanma hırsı, kıskançlık, haset gibi duygularla birleşirse kanaatsizlik duygusu ortaya çıkar. Kanaatsizlik ise, sürekli kazanmayı, alma, kar etme dürtüsünü körükler. Sürekli almayı isteyen birey vermeyi bilemez. Kanaatsizlik, cimriliği doğurur. Bu yüzden cimriliğin tedavisi de kanattır.

3. Riya

Riya, kalp ile kalıp, madde ile mana, zahir ile batın, iç dünya ile dış  dünya  arasındaki köprünün kurulamamasıdır.

Gazâlî, riyayı çok sinsi/gizli bir dürtü olarak tanımlar. Tıpk ıMuhasibî’de  olduğu gibi; “riya dürtüsünün en beklenmedik bir anda, en beklenmedik bir şekilde”  yerleşeceğini söyler.

 Riyayı ortaya çıkartan üç dürtü vardır: Övülme tutkusu, aşağılık kompleksi ve dünyaya aşırı bağlılık tutkusu.

 Riya, bireyin davranışını ne için, ne zaman yapmasıyla alakalıdır.

Muhasibî’de olduğu gibi, Gazâlî’de de riyanın beş şekli vardır:

1- Beden ile yapılan riya: Kişi dini kaygıdan dolayı, uyku uyumamış vs.  desinler diye, yüz şeklini değiştirir. Vücudunu doğal olmayanşekillere sokar.

2- Elbise ile yapılan riya: Kişi, kendisini tasavvuf ehli sansınlar diye, yırtık, kirli, mavi renkli, yünden hırkalar ve elbiseler giyer. Görünüşüyle insanlarıaldatmaya çalışır.

3- Sözle yapılan riya: Birey, kalbiyle/içinden zikir yapmaktan çekinir. Çünkü ona göre, insanlar bunu bilemez. Bu nedenle insanlar bilsin diye sesli zikir çeker.

4- Davranışlarla yapılan riya: Birey, kimse yokken yapmadığı bir davranışı, birisi yanına gelince yapıyormuş görünür. Namazı uzatır, sesini yükseltir vs.

5- Ziyaretçilerin çokluğuyla yapılan riya: Birey kendisini değerli, üstün kişiliğe sahip insanların ziyaret ettiğini söyleyip, onlarla özdeşim kurarak gösteriş yapar.

Riyanın bastırılması için, eylem bilinci şarttır. Çocukluktan itibaren yerleşen bu dürtü, sistematik körelmeyle giderilebilir. Birey tüm işinde Allah’ı ve onun rızasını ön planda tutmalıdır. Davranışını sorgulamalı, geçiciliğini fark etmelidir.

 

4. Kibir ve Ucb (Üstünlük Arzusu)

Adler’e göre, bireydeki aşağılık duygusu, yetersizlik duygusuyla birleşirse, aşağılık kompleksi oluşur. Birey aşağılık kompleksiyle, gerçeklerden kaçar. Bir müddet sonra bu kompleksin doyumu için üstünlük duygusu oluşur.1

Gazâlî’ye göre, kişi kendisini başkalarından üstün ve iyi olarak bilir. Böylece bireyde bir sevinç ve neşe duygusu oluşur. Bu duyguya kibir denilir. Birey, insanları kendisinden çok aşağı görmeye başlar.

Kibrin sebepleri şunlardır:

1- İlim sahibi olup, bu özelliği üstün görmek,

2- Çok ibadet yapmak ve züht ile büyüklenmek,

3- Soy ve sülale ile büyüklenmek,

4- Güzellik/yakışıklılık ile büyüklenmek,

5- Zenginlik ile büyüklenmek,

6- Kuvvet ile büyüklenmek,

7- Kendisinin emrinde olanlarla (köle, hizmetçi, işçi vs.) büyüklenmektir. 

 

Gazâlî’ye göre kibrin üç derecesi vardır:

1-Birincisi, Allah’a karşı olan  kibirdir. Tanrılık iddiasında bulunmak gibi.

2- İkincisi Hz. Muhammed’e karşı olan kibirdir. “O da bizim gibi sıradan bir insandır, peygamber olduğuna inanmıyorum”demek gibi.

3-Üçüncüsü, insanlara karşı büyüklenmektir.

 

Gazâlî, kibrin tedavisini şöyle açıklar:

Birey, her şeyden önce kendi eksikliklerinin farkında olmalıdır.  İnsan (ölüm, hastalık vs. gibi) bazı durumlarda yetersiz olduğunu düşünmelidir. Başka insanlara muhtaç olabileceğini bilmelidir. Tüm bu duygular içerisinde, hiçbir şeye muhtaç olmayanın Allah olduğunu düşünmelidir. İnsan, Allah’ın büyüklüğü ve kendisinin muhtaç olabilirliliği düşüncesini davranışlarına yansıtarak kibri bastırabilir.

Ucb (kendini beğenme), olumsuz ahlaki tutumlardandır. Bireyin kendi yaptıklarını güzel göstermesidir. Bu tutum aşırıya gitmedikçe iyidir. Aşırısı, hodbinliğe hatta kısmen narsizme dönüşür. Tedavisi ise, bireyin bilgi edinmesi ve bildiğini davranışlarına yansıtmasıdır.

http://menzilsufisi.wordpress.com/2011/05/30/fizyolojik-gudulerin-neden-oldugu-olumsuz-ahlaki-haller/


Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Powered by Web Wiz Forums Free Express Edition
Copyright ©2001-2009 Web Wiz
Türkçe Çeviri Hakan Tekgöz

Bu Sayfa 0,048 Saniyede Yüklendi.