Gazali Net Ana Sayfa
Anasayfa Anasayfa > Gazali Hakkında Söylenenler > Gazali'yi Savunanlar
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  Forum Yardım Forum Yardım  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Gazali

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj / Okunmamış Mesajları Gör
sibel Açılır Kutu Gör
Kalfa
Kalfa


K.Tarihi: 28 Nisan 2010
Durumu: Aktif Değil
Gönderilenler: 189
Aktiflik
Seviye
Deneyim
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Alıntı sibel Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Gazali
    Gönderim Zamanı: 04 Mayıs 2010 Saat 23:49

İslam felsefesinin en büyük adlarından biri kuşkusuz Gazali’dir.Ebu Hamid İbn Muhammed el-Tusi el-Şafi’l el-Gazali, İS. 1058′de Horasan, İran’da doğmuştur. O henüz çok genç iken babası öldü fakat Nişapur ve Bağdat’ta hakim olan müfredat programında eğitim alma şansına sahip oldu. Çok geçmeden din ve felsefede yüksek bir ilim standardı elde etti ve İslam tarihinin altın çağında en ünlü öğrenim kurumlarından biri olan Bağdat Nizamiye Medresesi’ne bir Profesör olarak tayini ile şereflendirildi.

Bununla birlikte, birkaç yıl sonra,otuz beş yaşlarında bunalıma girdi; akademik uğraşlarından ve dünyevi çıkarlarından vazgeçti ve başıboş bir zahit (zevklerden el çekmiş) oldu.Medreseyi ve ailesini bırakarak on yıl bir lokma bir hırkadolaştı.Şam’a, Kudüs’e,İskenderiye’ye,Kahire’ye,Mekke’ye ve Medine’ye gitti. Bu bir mistik değişim süreci (dönemi) idi. Daha sonra, öğretim görevlerine geri dönmüş ve tekrar bunları bırakmıştır. Düşünmeye ve ardından gelen çok sayıda sonu gelmeyen kitapların yazarlığına yol açan yazmaya adanmış yalnız bir yaşam dönemi. Kuşkudan kurtulup durulduğuna inandığında yurduna döndü,Nişabur’da dersler verdi ve 1111′de Bağdat’ta öldü.

Gazali’nin asıl katkısı din, felsefe ve tasavvufta yatmaktadır. Çok sayıda Müslüman filozof, Neoplatonik felsefe dahil, Yunan felsefesinin çeşitli bakış açılarını izlemekte ve geliştirmekteydiler ve bu da birkaç İslami öğretiyle uyuşmazlığa yol açmaktaydı. Öte yandan, tasavvuf hareketi, İslam’ın namaz ve görevlerinin zorunlu yerine getirilmesinden kaçınmak gibi aşırı tenasüpleri üstlenmekteydi. Şüphe götürmez alimliği ve kişisel mistik deneyimini esas alarak, Gazali hem felsefede hem de tasavvufta bu eğilimleri düzeltmeye çabaladı. İbni Sina’ya karşı dinin doğrularını savundu.

Felsefede, Gazali matematik ve asıl bilimlerin yaklaşımını tamamen doğru olarak onayladı. Bununla beraber, Aristotelesçi mantığın tekniklerini ve Neoplatonik yöntemleri benimsemiş ve bu araçları, Aristotelesçi ve aşırı usçuluğun negatif etkilerini azaltmak için o zaman hüküm süren Neoplatonik felsefe kuraklığının kusur ve eksikliklerini açıkça ortaya koymak için kullandı. Farabi gibi bazı Müslüman filozofların tersine, mutlak ve sonsuzu kavramak için aklın (usun) yetersizliğini savundu. Usun hakikate ulaşması olanaksızdı ve izafi olanın gözlemlenmesi ile sınırlıydı. Birkaç Müslüman filozof ,aynı zamanda, evrenin boşlukta sonlu fakat zamanda sonsuz olduğunu savunmuşlardır. Gazali, sonsuz bir zamanın sonsuz bir boşluk ile ilişkili olduğunu iddia etmiştir. Düşünce açıklığı ve iddia gücüyle, us ile dini inanç arasında bir denge yaratabildi ve bunların ardışık kürelerini sırasıyla sonsuz ve sonlu olarak tanımladı.

Dinde, özellikle mistisizmde, tasavvufun yaklaşımını aşırılıklarını temizlemiş ve geleneksel dinin otoritesini yeniden yerleştirmiştir. Yine de, mutlak hakikate ulaşmak için gerekli yol olduğunu iddia ettiği gerçek tasavvufun önemini vurguladı.

Gazali, üretken bir yazardı. Ölümsüz kitapları; Tehafütü’l-Felasife (Filozofların Tutarsızlığı), İhya el-’Ulum el-İslamia (Din Bilimlerinin Uyanışı), “Rehberliğin Başlangıcı ve onun Otobiyografisi”, “Hatadan Kurtulma”yı içermektedir. Eserlerinin bazıları Orta Çağlarda Avrupa dillerine çevrilmiştir. Bir de astronominin özetini yazmıştır.

Gazali’nin etkisi derin ve sonsuzdur. İslam’ın en büyük ilahiyatçılarından biridir. İlahiyatla ilgili doktrinleri Avrupa’ya nüfuz etmiş, Yahudi ve Hıristiyan Skolastisizmini etkilemiştir ve görüşlerinin bazıları Aziz Thomas Aquinas tarafından Batı’da geleneksel Hıristiyan dininin otoritesini aynen yeniden yerleştirmek için benimsenmiştir. Dinin lehine iddiaları öylesine güçlüydü ki felsefenin amacına zarar vermekle suçlandı ve Müslüman İspanya’da, İbn Rüşd (Averros) onun Tehafüt’üne bir cevap yazdı.

Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Powered by Web Wiz Forums Free Express Edition
Copyright ©2001-2009 Web Wiz
Türkçe Çeviri Hakan Tekgöz

Bu Sayfa 0,063 Saniyede Yüklendi.