|
Nizamülmülk |
Yanıt Yaz |
Yazar | ||||||||||||||||
sibel
Kalfa K.Tarihi: 28 Nisan 2010 Durumu: Aktif Değil Gönderilenler: 189
|
Mesaj Seçenekleri
Alıntı Cevapla
Konu: Nizamülmülk Gönderim Zamanı: 06 Mayıs 2010 Saat 00:33 |
|||||||||||||||
NizamülmülkHayatıNizamülmülk (Arapça: نظام الملك، ابو علي الحسن الطوسي / Nizāmu'l-Mulk Ebū Ali el-Hasan at-Tūsī; Farsça: خواجه نظامالملک طوسی / Hace Nizāmulmulk Tūsī), [1] Büyük Selçuklu Devleti sultanlarından Alparslan ve oğlu Melikşah'ın veziri, [2] Büyük Selçuklu devletinin, idâri, malî ve askeri teşkilatını kuran ve kurduğu bu teşkilat bütün Müslüman devletlerce örnek alınan, mahir bir [3] devlet adamıdır. Asıl adı, Hâce Kıvâmüddîn Ebû Ali Hasan bin Ali'dir. Nizamülmülk, 1018 yılında İran'da Horasan'ın Tûs [2] şehrine bağlı Nukan kasabasında doğdu. Babası Ali bin İshak, Gazne Devleti'nde vazife gören bir devlet memuruydu. Varlıklı ve itibarlı bir aileye mensup olduğundan [3] kardeşi Ebü'l Kâsım Abdullah ile birlikte çok iyi bir eğitim gördü. Fıkıh, hadis, edebiyat ve sâir ilimleri çok iyi tahsil etti. Zamânındaki meşhur âlim ve ediplerle devamlı görüştü. Bu, onun idârecilik hayâtındaki kâbiliyet ve başarısının büyüklüğünde mühim rol oynadı.[2] Kardeşi Ebu'l Kasım Abdullah da, o zamanların ünlü fakîhlerinden olmuştu.[4] 1072 yılında çıktığı seferde suikaste uğrayan Alparslan tüm tedbirleri almasını ve Melikşah'ın tahta çıkmasını ondan istedi.Alparslan'ın ölümü ve devletin parçalanmayıp Melikşah'ın Padişah olmasını büyük bir başarı ile yerine getirdi.Ayaklanmaların önlenmesi ve ve orduyu hoşnut tutması onun becerisi sayılır.[5][6] Sultan Alparslan'ın vefâtıyla veliaht Melikşah'ın tahta geçmesini sağlayıp, nizam ve âsâyişin korunmasında muvaffak oldu.[2] Rey'e doğru yürüyüşe geçen Kirman Selçuklularının kurucusu Kavurd'a karşı Melikşah ile birlikte hareket etti.[5][6] Sultan Melikşah'a muhâlefet eden veya başkaldıran Selçuklu prenslerinin itâat altına alınmasında büyük hizmeti geçti.[2] Bu başarılarından ötürü babasının da vasiyetine uyarak Melikşah, kendisini Başvezirlik makamına yeniden oturttu.[5][6]Nizâmülmülk'ün akıllı, tedbirli ve adâletli idâresi sâyesinde de, Melikşâh'ın saltanatı, aynı zamanda Büyük Selçuklu Devletinin de en parlak ve en şanlı devri olmuştur.[2] Nizamülmülk, 24 Mayıs 1040'daki Dandanakan savaşına kadar babasıyla birlikte Gazneliler'in Horasan Valisi Ebu'l Fazl Suir'in hizmetinde bulunmuş ve bu savaşı müteakip bir müddet için Gazne'ye gitmiş ise de, tekrar Horasan'a dönerek Selçukluların hizmetine girmiş, Alparslan'ın Belh Valisi Ebu Ali Şadan tarafından vilayet işlerini tedvire memur edilmişti. Nizâmülmülk, âlim, edip ve kadirşinâs bir zât olduğu için meclisi; ilim ve sanat adamlarının toplandığı bir yer hâline gelirdi. Abbâsi halîfesi de kendisine pek çok hürmet eder, meclisinde bulunurdu. Âlimlere, şâirlere, sanatkârlara karşı çok ikrâm, ihsan ve iltifât ederdi. Birçok câmi, mescit, vakıf eserleri yaptırdı.[2] Tasavvufa ve erbabına ilgi gösterdi. Böylece ilmî çalışmaya ve ahlâki terakkiye büyük hız ve canlılık kazandırdı.[4] Dirayetli bir şahsiyete sahipti. Sultanlar karşısında bile şahsiyetini korumuştur. Alim, dahî. Fazıl, siyaset fenninde asrında yegâne kişi ve emsali az bulunur bir şahsiyetti. Çok isabetli kararlan vardı. Muvaffakiyetinin sırrı, emniyet ve itimat kazanmış olmasıydı. Bütün Müslümanları, ırklarına bakmaksızın eşit tutardı. Öbür taraftan gayrimüslimlere karşı da müsamahakârdı.[7] Nizamülmülk bilginler arasındaki münazaralara katılmaktan zevk duyardı.Gazali ile genç bir şöhret iken ilgilenmiş ve böyle bir münazaraya onu da davet etmişti.Gazali çeşitli konularda muhaliflerini alt ederek derin bilgi ve ihtisasını gösterdiğinden Nizamülmülk tarafından Bağdat Nizamiye medresesine müderris tayin edilmişti. Nizamülmülk, kurduğu yönetim örgütüyle devletin sağlam temeller üzerine oturmasını sağladı. Devlet örgütlenmesinde Gazneliler ve Samanilerin sistemini inceledi. Eski İran geleneklerinden etkilendi. Askeri alanda da yenilikler getirerek İkta (Dirlik) denen sistemi getirdi. İkta sahiplerinin devlete olan sorumluluklarını artırdı. Osmanlılardaki yüzyıllar sürecek benzeri sistemlere kaynaklık yaptı. Müslümanlığın yenilenmesi ve mezhep çatışmalarının önlenmesi yönünde siyaset izledi.[5][6] Ordunun çok büyük malî külfet yüklediğinden 70.000'e düşürülmesi gerektiği"ni ileri sürenlere karşı çıkmış ve 400.000 kişilik ordunun bilakis 700.000'e çıkarılmasını müdafaa etmiştir. O, hedefin; Hin, Çin, Habeş, Berber, Rum ülkeleri olduğunu söylüyordu. Müsteşrik Anili Samuel şöyle demektedir: “Nizam'ül-Mülk ve Sultanın ömrü vefa etseydi, Avrupa dahi İmparatorluğun hudutları içine girerdi.” [7] Tahsilinin ve yetişme tarzının tabiî bir sonucu olarak Nizamülmülk, İslâm dinine büyük hizmetlerde bulunmuştur. O zamanki Selçuklu İmparatorluğunun siyasî, dini ve fikri hasmı olan, bozguncu Mısır Fatımîleri'ne ve ülke içindeki batini anarşistlere karşı çalışmalar yapmış; ülke halkını sağlam ve hakiki İslâm inançları çevresinde toplamağa gayret etmiştir. O emsalsiz idarî dehasıyla, yükselmenin ancak, ilim ve ahlâk ile sağlanabileceğini görmüş; huzur ve nizamı temin için gerekli kadroyu ve diğer manevî güçlerin sağlayacak olan eğitime önem vermişti. İslâm âlemi, bu hayırlı hamlenin, feyizli meyvelerinden uzun zaman istifade etmiş; büyük âlimlerin, ihlâslı bir kadronun yetiştirmesine, değerli eserlerin vücuda getirilmesine şahit olmuştur. Misâl olarak, Kuşeyrî, Gazalî, Abdullahı Ensarî, Pezdevî, Serahsî, Ebû İshakı Şirazî, Cüveynî, Şehristânî... gibi dev isimleri zikredebiliriz.[4] Irak ve Horasan Selçukluları tarihinde kendisi hakkında şu ifadelere rastlanır: “Allahû Teâlâ insanlar içinde onu, nusret, fetih ve zaferle mümtaz kılmıştır. Onun günlerinde, din ehli ilim ve fazilet ehilleri nimetler içindeydiler. Kılınan elde ettiği mülkü en güzel bir surette kalemle taksim ve en mükemmel kıvamda takvim etti.” [7] Sultana karşı çok fütursuz davranmıştır. Bir defasında Melikşah'ın tehditkâr ifadeleri karşısında, “Bu vezirlik diviti ile sarık, senin tacın ile o derece alâkadardır ki bu divit gittikten sonra senin tacın da kalmaz.” der. Bu medreselerin kuruluş sebeplerinin başında;
Nizamiye medreselerinde yalnızca din eğitimi verilmiyor, matematik, felsefe, edebiyat, hukuk, dil, tıp, astronomi gibi devrin pozitif bilimleri de öğretiliyordu. Medreselerde zengin kitaplıklar vardı. Bunlara her gün yenileri eklenirdi. Zaten Selçuklu Devleti'nin çeşitli yerlerinde faaliyet gösteren kütüphaneler zengin çeşitlerini halkın istifadesine sunuyordu.[8] Bu medreselerde ilmî, mülkî, idarî ve adlî kadrolar yetiştirilmiştir. Bunlardan Ömer Hayyam, Ebü'l-Muzaffer İsfirâzî, Meymûn B. Necip el-Vâsıtî gibi şahsiyetler. Tarih-i Meliki, Tarih-i Celâli veya Takvim-i Melikşahî adlı takvimi tanzim etmişlerdir. Yüksek fizik ve ışık bilgisine dayanılarak yapılan bu takvim hâlen kullanılmakta olup bugün bizim kullandığımız Milâdî (Gregorien) takvimden daha sağlam hesaplara dayandırılmıştır. Ayrıca gene bu medreselerden büyük hekimler, lisan âlimleri, belagatçiler yetişmiştir. Kimya, boya sanayii ve kâğıt imalâtı üzerindeki çalışmalar da takdire şayandır. Nizam'ül-Mülk, azınlık ve gayri Müslimlerin hak ve hukukuna çok riayetkâr idi. Hatta bir defasında İbn-i Allan isimli bir Yahudi yanlışlıkla öldürüldü. Nizam'ül-Mülk, üç gün dışarıya çıkmadı ve Sultan'a da teessüflerini bildirdi. Hâdise, tahkik ettirildi. Sultan Melikşah, bir kastın olmadığını bildirerek ayrıca özür diledi. Turtuşî'nin (10591131) Siracü'l-Mülk adlı eserinden öğrendiğimize göre Nizamülmülk, medreseler ve diğer kültür faaliyetleri için sultanın hazinelerinden yılda 600.000 dinar harcamaktaydı. Bazı müzevirciler durumu Melikşah'a duyurup, bu para ile bir ordu teşkil edilse idi Bizans'ın başşehri Kostantiniye'nin bile fethedilebileceğini söyleyip Sultan'ı vezir aleyhinde tahkik ettiler. Sultan çok kızdı ve Nizamülmülk'ü sorguya çekmek için huzuruna çağırdı. Nizamül Mülk'ün bu çalışmaları sayesinde Ehli Bid'anın propagandası kırılmıştır. Bütün çalışmalarının sonuçsuz kaldığını gören sapık görüşlü Hasan Sabbah, bu büyük devlet adamını ortadan kaldırmak için planlar yapmaktaydı.[3] Nizam'ül-Mülk, Hasan Sabbah hakkında şunları söyler: “Her devrin asileri vardır. Fakat hiçbirisi Batıniler kadar meş'um olamaz. Zira onların gayesi İslâmiyet'i ve bu devleti fesada vermektir. Bu sahtekârlar, bir de Müslümanlar arasında görünüyorlar. Ben öldükten sonra, bütün mümtaz insanları kuyuya attıkları, davul sesleriyle ortalığı çınlatıp, sırlarını açığa vurdukları zaman benim bu; sözlerim anlaşılacaktır.” Nitekim, 15 Ekim 1092 yılında [1][2], Nihavend yakınlarında kendisine dilekçe vermek bahanesiyle yanına gelen [5][6]Hasan Sabbah'ın fedâisi bir bâtinî (ya da nizari, haşhaşi) tarafından hançerlenerek şehit edildi.[1][2] Öldürülmesinde Melikşah'ın diğer veziri Tacülmülk'ün parmağı olduğu ileri sürüldüyse de bu iddia ispat edilemedi.[5][6] Nâaşı İsfahan'a getirilerek oradaki türbesine defnedildi.[3] Vecizeleri
Siyasetname'siSiyasetname (veya Siyeru'lmülk) (Farsça: سياست نامه) Nizamülmülk tarafından kaleme alınmış siyaset konulu eser. Eserde yoğun bir dinî bağlam içerisinde genelde devlet işleri, devlete ve hükmetmeye dair temel ilke ve düşüncelere yer verilir. Yazarı Nizamiyye'nin de kurucusu olan tanınmış İranlı devlet adamı Nizamülmülk, Selçuklu Devleti'nde vezirlik yapmıştı. Bu sebeple Selçuklu Devleti'nin siyaset ve devlet anlayışı, genel Türk ve Fars siyaset anlayışı ve dönemin yaygın siyasî görüşlerine ışık tutması açısından önemlidir. 11. yüzyılda, Farsça yazılmış kitabın bilinen en eski nüshası bugün İran'daki Tebriz Milli Kütüphanesi'nde bulunmaktadır.[10] Nizâmülmülk'ün Selçuklu Devletindeki bütün düzenleme ve değişiklikleri ciddî bir şekilde tetkik eden, devlet idâresinde kendi görüşlerini, icrâatını ve bunların gerekçelerini gelecek nesillere intikal ettirmek maksadıyla Fârisi olarak yazdığı Siyâsetnâme isimli eseri, bugün siyâset ilmiyle uğraşanların el kitapları arasında sayılmaktadır. Siyâsetnâme'de Türk İslam devletlerinin idârî, mâlî, siyâsî, askerî, sosyal ve kültürel yönlerini incelemektedir. Tam doğru metin ve ilâvesiz nüshası, İstanbul'da Süleymâniye Kütüphânesi, Molla Çelebi kısmında 114 numarada mevcuttur. Siyâsetnâme, birçok dillere tercüme edilerek, yayınlanmıştır.[2] Temel siyasal güç hükümdarda olduğundan siyasetnamenin asıl konusu onda aranan nitelikler, gözetmesi beklenen ilkeler, yapması gereken ve şeriata uyan, halkın ihtiyaçlarını karşılayan işlerdir. Vezirler ve emirler için bu yolda yazılmış yapıtlar da vardır. Bunlarda bu görevlilerin hükümdara ve halka karşı davranışlarının nasıl olacağı, askerlik, maliye, hukuk işlerinin nasıl yürütüleceği gösterilir. Bu yapıtlar hükümdar ve devlet adamları dışındaki okurlara ise yöneticilerden neler bekleneceğini öğretir. İran kökenli en eski siyasetnameler Sasani hükümdarlarının örnek yönetimleri üzerinde durur. Bunlardan yararlanan Arap yapıtlarıyla öteki İslam dönemi İran ürünleri, eski kaynaklardaki bilgilere İslam devletlerinin yönetim özellikleriyle ilgili ayet, hadis ve menkıbeleri eklemişlerdir. Kaynaklar[1] tr.wikipedia.org/wiki/Nizamülmülk Düzenleyen cemal - 20 Kasım 2010 Saat 22:42 |
||||||||||||||||
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |
|