�Kelam� ve �Fıkıh� düşmanlığı
Büyük İslam âlimi İmam-ı Gazali hazretlerinin ölüm yıldönümleri her
nedense, sönük geçiyor. İslam âleminin yetiştirdiği bu ender
şahsiyetten yıldönümlerinde pek bahsedilmiyor; şatafatlı anmalar
yapılmıyor.
Bu durum, zamanımızda İmamı Gazali hazretlerinin on asırdır
felsefecilere, inançsızlara karşı savunuculuğunu yaptığı Ehli sünnet
inancının zayıfladığını gösterir. Halbuki, İmam-ı Gazali'nin Osmanlı ve
Anadolu coğrafyası üzerinde çok büyük bir hizmeti vardı. Bunun için
şahsı ve kitapları çok sevilirdi. Katip Çelebi�nin bu büyük imamın
İhya'sı hakkındaki "Eğer İslam hakkındaki bütün kitaplar kaybolsa ve
sadece İhya kalsa, bu kitap diğerlerinin boşluğunu doldururdu" sözü
bunun bir göstergesidir.
İmam-ı Gazali hazretleri bir mihenk taşıdır, insanların fikri
yapısını gösteren çok önemli bir ölçüdür. Eğer bir kimse, bu büyük zatı
tenkit ediyorsa, üstünlüğünü kabul etmiyorsa, mezhepsiz olduğu, dinin
nakli olduğunu kabul etmediği; dine, felsefeyi, aklı, mantığı ortak
etmek istediği fikri çıkar. Nakle dayalı olmayan yani vahiy kaynaklı
olmayan, kişinin kendi düşünceleri din olmaz, şahsi fikir olur.
İşte İmam-ı Gazali hazretleri, bunun mücadelesini verdi. Gazali,
Endülüs devleti ile başlayıp, daha sonra bütün İslam ülkelerine yayılan,
İbni Sina, Farabi ve İbni Rüştün din haline gelen felsefi düşüncelerini
yok etti. İslam âlemini büyük bir tehlikeden kurtardı. Eğer bu mübarek
zat, bütün gücüyle ortaya çıkıp bunun mücadelesini vermeseydi on asır
önce dinin yerini felsefe almış olacaktı.
Felsefeciler ve bunların etkisinde kalmış bazı cahiller bunun için,
İmam-ı Gazali hazretlerini sevmezler, ona düşmanlık ederler. İmam-ı
Gazali�ye karşı olan bir felsefeci profesör (Mehmet Aydın ) mealen
diyorki, � Tesettür, faiz, namaz... gibi konular tartışılmalı, bunlara
akla, zamana uygun yeni yorumlar getirilmeli. Bir hükme takınılıp
kalınmamalı. Bugüne kadar âlimler, Müslümanları, �kelam� ve �fıkıh�
kitapları ile tek tip hükme uymaya zorladı. Yeni yorumlar yapıp,
halkımız, inançta ve ibadette tek tip Müslümanlıktan kurtarılmalıdır�
Bu görüştüki kimseler, halktan çekindiği için ben reform kelimesine
karşıyım deselerde bu sözleri, fikirleri tam bir �dinde reformdur�. Bu
düşüncelerini, gerçekleştiremediklerinden İmam-ı Gazali ve diğer mezhep
imamlarına düşman oluyorlar, halkın gözünden bunları düşürmek
istiyorlar.
İslam alimleri, gece gündüz çalışarak, Peygamberimiz ve Eshabının
nasıl inandıklarını nasıl ibadet ettiklerini araştırmışlar elde
ettikleri nakle dayalı iman bilgilerini �Kelam� ve amel, ibadet
bilgilerini de �fıkıh� kitaplarında toplamışlar. 14 asırdır, her
müslüman bu bilgileri bu kitaplardan öğrenmiş ve buna göre ibadetini
yapmıştır. Herkes kendi anladığı ile amel etmeye kalkarsa Müslümanların
hali ne olur? İnsan sayısı kadar din(!) yani dinsizlik ortaya çıkar.
Maksat ta zaten bu değil mi?
İmam-ı Gazâlî�nin, felsefecilerin görüşlerini çürütmek ve felsefeci
sapık fırkalara cevap vermek için yaptığı bu çalışmasını işiten bir
takım kimseler de onu felsefeci zannetmişlerdir. Bunun sebebi, felsefe
ile tefekkür arasındaki mühim farkı bilmemektir. Felsefeciler aklı
rehber edinmişlerdir. Mütefekkirler, İslam âlimleri ise aklı kullanmakla
berâber, akla da rehber olarak peygamberleri ve onların bildirdiği
îmânı almışlardır. Göz için ışık ne ise, akıl için îman odur. Işık
olmayınca göz göremediği gibi îman olmayınca akıl da doğru yolda
yürüyemez.
İmâm-ı Gazâlî, filozof değil müctehiddir. Felsefenin değil, Ehli
sünnetin yılmaz savunucusudur. Ehli sünnetin ne olduğunu bilmeyen,
İmam-ı Gazali�yi ve diğer İslam âlimlerinin büyüklüğünü anlayamaz.
Bunları anlayamayan da, İslam bilgileri ile felsefecilerin bozuk
fikirlerini ayırt edemez. Mehmet Oruç - www.ihya.org - Dinlerarasi DIYALOG TUZAGI ve Dinde Reform Eserin yazarı http://kitap.ihya.org/mehmet-oruc/index.asp - Mehmet Oruç Eser: http://kitap.ihya.org/diyalog-tuzagi/index.html - Dinlerarasi DIYALOG TUZAGI ve Dinde Reform
http://kitap.ihya.org/diyalog-tuzagi/konu-482.htm - http://kitap.ihya.org/diyalog-tuzagi/konu-482.htm
|